“Şübhe yok ki, ahdin güzelliği verilen söze, yapılan mukâveleye güzelce riâyet edilmesi îmândandır.”
(Hâkim, Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: Ahd, söz verme, yeminetme, mukâvele yapma, bir şeye müracaatta bulunma gibi ma’nâlara gelir. Ahde riâyet, verilen sözde durmak; güzel dînî bir terbiyenin netîcesidir, insâniyet muktezâsıdır. Bunun hilâfına hareket ise bu yüksek terbiyeden mahrûmiyetin bir alâmetidir.
Binâenaleyh gerek fertler, gerek milletler yapmış oldukları ahde riâyetkâr olmalıdırlar.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 96. Hadîs-i Şerîf, Sh; 70]