Artık şu halka şöyle demek en ciddî ve kurtarıcı sözler olacak:
Kanı akan 251, sakat kalan 2200 Anadolu çocuğu arkasından, antik yunan aklının ifrâzâtı olan “Dembokrasi”, BAYRAMI da yapılarak zevkle kutlanıb, resmî tatil bile yapılabilmektedir! Hele 26 gün sonra arkasından bir de “QURBAN Bayramı ve kutsal hacc görevi ve ödevi” gelivermişse, çifte kavrulmuş Anteb fıstığı:
Tâhîr MÂHİR
.
Dembokrasiye yürekden bağlı Azîz ve Sevgili Yurtdaşlarım!
Sözlerime başlarken hepinizin qurbanlıklarınızı, qurban oluşlarınızı ve kutsal ve putsal ve kurtsal qurban bayramınızı yürekden ve rûh ve candan ve en içden dilek ve temennîlerimle tebrik eder, nice bayramlara, şenliklere, karnavallara, olimpiyatlara, düğün ve derneklere ermenizi; ve “Toplumsal cinsiyet eşitliği” içinde, 5-10 cinsli ucûbeliklerden aslâ ta’viz vermeden yürütdüğümüz huzurlu günler projelerimize uygun olarak, doya doya ve içe içe geçirmenizi Yüce Tanrıdan niyâz eylerim!
Bazen bizim mahallenin, bazen karşı meydanın, bazen eskilerin, bazen müslümanların, bazen süslüman ve püslümanların, bazen cübbelâ şeytanlarının, bazen gelenek ve gidenekçilerin, bazen görenek ve duyanakçıların, bazen İslâm’ın yerine İslâm olmıyanı İslâm diye oturtarak yeni bir din vaz’eden BİZ “İslâmcıların dilini”, kalemini, KADEH’ini, niyetini, bakışını, duyuşunu, koklayışını, tadışını, hissedişini ve keşfedişini bu bayram mesajımızda bulabilsiniz! Bu sizi mütereddid, mütehayyir ve müzebzeb eylemesin! Lihikmetin böyle bir üslûbun dahî ziyâde miftah, mîzâh, mîzân ve mîzâc noktasından, sayılamıyacak kadar istifâdeye medâr cihet-i tahrîriyyesi vardır!
Kâriîn ve sâmiîn-i kirâmımız efendi ve hanımefendiler, mütevâliyen atlıkarıncaya binmiş veya gâvurcasıyla “türbilansa” girmiş gibi zaman zaman iç geçirmiş ve hava boşluğuna düşmüş gibi olabilirlerse de, hiç telâşa lüzûm yok, emniyetimiz alınmışdır!
Ba’dehû:
Mesaj-ı masajımıza bir mukaddime ve 3-4 fasıl ve 15-20, artık ne kadar nasibse o kadar bab üzerinden mübâşeret ile, Vâcib Teâlâ Azze ve Celle Hazretleri’nin avn ü inâyetine ilticâ’ ediyoruz!
Dahî Deriz:
Heykelistan’da kaldık dârü’r-riddedir bu dâr,
Kimyâdır ararsan dost, sırrî oldu artık yâr!
Mâzîdedir şifâmız, sadâ-i ecdâd ve harf;
Cehennemî akar şirk, görmezsin Yâ Eyyühe’n-nâr!
*
Şâir Bâkî’ye bakalım, neşîdesini nasıl keşîde eylemiş:
“Âvâzeyi, bu âleme dâvûd gibi sal!
Bâki! Kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş!
Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese,
Mir’ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş!”
Son İstanbul seçimlerinde “Yalancı ve Talancı” diye yerden yere vurduğumuz Kadîm Pontus’dan kalma vatandaşımız Möhderem Zimamzâde ve Recâizâde Kekrem, halkımızın “i’timâdını ve uhuvvet mülkünü eline alarak” AKP ve cumhur ve uçkur cebhemizi hâkile yeksân eylemiş olsa da, şu anda bütün parti-pırtılarımız, hatta dağ kadrosunun içimizdeki pek kaka (PKK) partimizle bile dimdik ayakdayız, biriz, iriyiz, diriyiz ve hep birlikde yaka paça ve zaman zaman da amuda kalkmakdayız! İşte bu, “Uygulanamaz dinimizi” terkedib, “uygulanabilir dembokrasi dinimizin” kerâmeti ve kılavuzluğundandır!
Memleketde meydana gelen bütün âfet ve felâketlerin ana sebebini de bu formül ile çözebilir ve büzebilirsiniz! Yoksa şeytana köle olursunuz!
xÇok Möhderem batık geminin elimizdeki eslâf-ı güzîni yurtdaş ve yandaşlarımız, canlarımız, ciğer ve damarlarımız!
Mübârek Gurban Şenliğimizi de, “İbrahim Aleyhisselât ü Vesselâm’ın” izinde yani vahiy çizgisinde olarak bizi bu günlere erişdiren Tanrı Teâlâmıza; ve bize lâyık cumhuriyeti armağan ve olağan kılan Atasal ve Mozelesel ulularımız ve ölülerimize, kabir ve anıtlarımıza, yapıt ve tapıtlarımıza, cümlesinin silâh ve sofra ve Savarona arkadaşlarına minnet ve şükralarımızı sunuyor, kabule karîn olmasını özümden temennî ediyorum!
Dembokrasi Ni’metiyle Perverde, Trump’a kadar bütün arza Sevgili Vatandaşlarım!
Benim vatandaşım olarak, ammâ sâdece benim mülküm ve vatandaşım olarak sizi, dembokrasinin partiler RÛHU adına, onu kutsal dînimiz, zaman zaman da tanrımız bilerek ve ona ihlâslı bir kul olarak, onun yüce adı, sanı, ismi, resmi ve cismi adına, kıyamda, rükû’da ve secdede selâmlıyorum!
O ki, noksanlardan münezzehdir, ve onun “ileri derecelerine” vüsûl içün her tarafı “Dembokrasi” otogarı, şehidi, bayramı, bayrağı, sancağı, kabri, kubru, meydanı, köprüsü, börtü böceği olarak donatmakda ve her eskimişimizi atmaktayız!
Sizi ne kadar yürekden, ciğerden hatta böbrek ve börkenekden nasıl sevdiğimizi bilemez, aslâ tahayyül bile edemezsiniz!. Damad oğlumuz, kerîme kızımız, cümle hısım u akrebâ-i taallûkatımız, silsile ve sülâlelerimizle emrinizde ve hızmetinizde olduğumuz, satmışım şeyini, hadi bu gurbanda da îzahdan vârestedir!
Bütün partilerimiz, KADEH’li kadın parmağındaki AKP’miz, kadîm şefokrasiden sâbıkalı CHP’miz, “Bozkurtlar haydutdur, hocfendimiz velîni’metimizdir” nâmeli İP’li madâmiyyemiz, Piskevitçi ve Bozkurt kafalı ve asabî haykırışlı MHP’miz, pusula ve rotası dembokrasi kuburunda kaybolmuş Karamollamız ile bu Gurbana ve kan rengindeki bayrağımızla bayrama, büyük meserret ve sürûr içinde giriyoruz!
“Kardinal Fetto” nun, Yeni Türkiya’ya Öcalan manzara ve modunda ve kodunda teslimi içün, pek muazzam ve mutantan büyük bir “konsensüs” yani gericicesiyle “mutâbakât” içinde 4 parti, anlaşdık, koklaşdık ve bordodan bir yanaşdık ki, en az gurban bayramı sonuna kadar hüngür hüngür ağlaşmadan bangır bangır bağlaşdık!.
Bundan daha böyyük bir başarı ve şaşarı, dembokratik sistemde düşünülemez ve dürtüklenemez!
*
Oy ve sandık güzeli Dembokratik Değerli Halkım!
Çok saygı ve kaygı ve algı ve salgıdeğer BİP (Büyük İsrail Projesi) mu’cidi ve mîsaksavar bataryalı başkanlar sürüsünden Trump ve uzunsal zevcesi Melanikanka, posbıyık danışman Postarika ve Göbeği kallâvî Hariciye nâzırı Göbekanya mevki’daş ve gurbandaşlarımızdan “ol kardinâl-i bîdîn ve bîvatan” herif-i nâşerîfin “iâde-i fevkal’âdesini” teahhüdlü olarak ve olanak ve oğalak burcuna dühûl esnâsında “ivedilik ve inâdîlikle” taleb etdik!
Canlarım ve Dembokratik Yurtdaşlarım benim!
Bu öyle bir zaferdir ki, Lozan zafer-i İngilîziyyemiz ile, oraya kalpakla gidib silindir şapka ile dönen İsmetik murahhaslarımızın cümbüşü, bunun yanında bir halt bile olamaz!
Ol hâin-i bîdînin iâde edilmiyeceği kat’iyyen mükâşefe ve mülâhazamız dâhilinde olsa da, dünya gözündeki karizma, krizma, prizma ve kerizmamızı müdâfaa ve muhâfaza adına böyle bir “one minute” cinsi kükreyelim istedik!
Yakında da, BİP ortağımızla “Güvenli Bölge ve Gölge” içün şenlikler ve fener alayları düzeceğiz! Bütün vatandaşlarımız bu “bölge ve gölge şenliğimize” KDV’si kaldırılmış dühûliye karşılığında da’vetli ve devletlidirler ki, bunu sâdece “Benim dembokratik yurttaşlarıma” bir bayram hedâyâsı olarak sunuyor ve müjdeliyorum!
Gene hemân söylemeliyim ki, donanımlı ve dolanımlı müttefik, dost, yâr ve can ahbâbımız ABD ve başındaki nazar değmez saçlı Trump’ın (Pek Kaka dağlılarına) onbinlerce TIR silâh sevkiyâtı el ân devâm etse de, bunlar, dost ve müttefik silâhları olduğu içün bizi vurmaz, vuramaz! Zîrâ hepsine, bize gizli ve el altından pek kadîm dost bulunan ve vaktiyle “Ne istediniz de vermedik” dediğimiz Pensilvanya’daki papazımızın abi ve ablaları ve imambayıldıları tarafından “Cevşen” okunub üflenilmektedir!
Sonra bir dostun bir dostunu öyle kabbak gibi vurması, Ertuğrul Gazî Dedemizden bugüne, bizim töremizde aslâ görülmemişdir!. 1923 Lozan’ı ve sonrası hariç!.
Müttefikimiz ise, o silahlarla Pek Kaka’nın gözünü boyamakda, fakat gerzekler bu aldatmayı anlamamaktadırlar! Çünki biz, Pek Kaka’yı bitirince o silahları, dostumuz, gelecek Gurban’da bize bayram hedâyâsı olarak bırakıb bütün Sûriye’yi de bize armağan edüb gidecekdir!. Gitmezse, biz onu hastirlemesini de, geldiği yere göndermesini de biliriz! Ve biz, eski Şam vilâyetimize tekrar sevinç gözyaşları içinde çığlık çığlığa kavuşub, bunu da Böyyük Dembokrasi Bayramı olarak tes’îd edeceğiz!
En mühimi de, Şam vilâyetimize kavuşdukdan sonra, Cuma ve bayram namazlarımızı bundan böyle Şâm-ı Şerîf’deki Câmi-i Emeviyye’mizde huşû’ ve hudû’ içinde edâ edeceğiz bi avnihî Teâlâ…
Hatta her Ramazan-ı Şerîf’de, o böyyük ve kutsî câmimizde, İmamoğlu Recâizâde Kekrem arkadaşımıza, mihrâbın sağ kenarında dizüstü oturtarak Hatm-i şerîf indirtecek, duasını da Dersim’li Kılıç Paşa Kemâl Dedezâdemize yapdıracağız! DİB’iş ilâhi gruplarımıza da “Âmin” çekdireceğiz ki, iç barışımız, böyle Kur’an üzerinden dembokratik teâmüllerimiz gereği yerli yerine oturtulmuş olacaktır!
Bu mes’ud manzara karşısında, İP’çi ipsiz cümle cumhuriyet madamları ojeli tırnaklarını kemirir ve boyalı saçlarını yolarken; Bozkurt arkadaşımız Bağçeli-Bostanlı da, Şâm-ı Şerîf cadde-i küberâsında 1938 model fortuyla lordlar gibi turlıyarak ve Tanrı Dağlarımızın sünbülî veya sert havasını atıb saçarak, ARAB yurttaşlarımıza çatık kaşları ile TÜRKÇÜ bakışlar ve ihtarlar da savuracak, onlara çok ciddî ve resmî ve Ankaravî selâmlamalar fırlatacaktır!
Sevgili vatandaşlarım ve Dembokratik Gurbanlarım!
Bunlara hayal deyib geçmeyiniz!. İnsanoğlu ve kızı, hayâl etdiği müddetçe yaşar!. Mevlânâ Hazretleri, dostu Şems’in geleceği haberi yalan olduğu halde, bu yalan habere bile öyle sevinmiş ki, yalancıya cübbesini hediye etmiş!. Sizler de bizim bu yalan bile olsa şu tatlının tatlısı haberlerimize “kutsal sandık ve oylarınızı hediye etseniz” ne zararınız olur ki?. Oylarınızın kökü ve kaynağı nasıl olsa sizde… Elinizde tükenmez bir oy ve sandık hazînesi var, çoğalır ama eksilmez! Hem, ne verirseniz elinizle, o gider sizlerle… Hasenât-ı cariyenize, bütün bunları ecel gelmeden bir an evvel yazdırırsanız, sonra bin pişman olmazsınız!
*
5000 yıldır ayakda ve at sırtından inmeden dimdik duran, Bozkurt Bakışlı ve haykırışlı, Kasımpaşalı ve Eli Maşalı, benim Kahraman, dembokratik, Yurtsever, Yurdakul Yurtdaşlarım!
“Kalın Sağlıcakla” demeden evvel şu fermânımı dahî pür dikkat ve pür sadâkat ve pür melâl de olsa dinleyiniz ve bugünlere nereden nereye gelir gibi geldik! Artık görünen o ki, geldiğimiz gibi gitmek moduna ve koduna da girmiş ve uygun adım ilerler olmuşuzdur!
Vedâ günümüz gelmeden, jübilemizi de programlasak demek geliyor içimden!
Kat’iyyen fütur getirmek ve me’yûs olmak yok, ümitsizlik bizim aziz ve leziz dinimizde haram! Haram yâhû!
Biz gidersek dünyanın sonu değil, gideriz, sonra gene geliriz!. Bir ölsek de bin diriliriz! Bu sefer on kat sandık zaferi ve yirmi kat “Dembokrasi Şöleni” ile gelir ve sarayımıza ebeden çökeriz!
İmamoğlu Recâizâde Kekrem yerime gelecekse gelsin! Bu saray ona da bana da yeter! Bir köşesinde iki oda bana kalsa, ne olur sanki!. İsterse Kraliçesel ve Abduş Gül, isterse sümbül, isterse bülbül, isterse çıtkırıldım Anacan ve isterse Davuloğlu gelsin, umurumda değil!. Partili dembokrasi yaşadıkdan sonra dünyâ yıkılsa gam yemem! Onlar da vatan evlâdı ben nasıl Erbakan’ın canına okuyub çanına ot tıkamak içün ABC’yi kurmuşsam, onlar da benim kelleme okumak içün yepyeni kız-oğlan kız bir parti kursalar ne zararı var!? Bizim çoluk çocuk yetişdi, elleri ekmek ve dolar tutar hâle geldi! Damad zaten her mafsalıyla hareketli, kerata ateş parçası, aman nazar değmesin!
Oğlanın biri hiç ortalıkda görünmese de, olsun, o da bir gün piyasaya çıkar, o da “Gemicikler” yüzdürür, Vâlidesi Sultanla “Hospitıllar” işletir!
Artık yaşlandık!
Dede olduk!
*
Dembokratik Müslüman ve Dembokrasiye GURBAN, 30 Ağustos Zaferleriyle taçlanmış Kahraman Milletim!
Bir gün Rahmetli de olacağız, arkamızda, yol, köprü, viyadük, çan-düdük, alt-üst geçid, kilise-havra, cesed kadavra, demokrasi Meydanı, Demokrasi Bayramı, Dembokrasi Şehidi, lâyıklık şeridi bırakıb gitdik mi, öbür tarafda rahatız demekdir! Hem “Eşşek ölür semeri kalır, adam ve madam geberir eseri ve keseri kalır” demiş torunu olduğumuz Koca Osmanlı!
Şimdi Kabristanlarda bile “Güncelleme” faaliyetleri başlamış!
Mezara girdin mi, ilk sual, “Dembokrasiye inanıyor musun, Dembokrasi Bayramın Nasıl Geçdi, Dembokratik GURBAN Şenliğinde kan akıtdın mı, kansız ve südü bozuk hayvana çatdı isen , neden bizim mezar âcilini arayıb haber vermedin, v.s.” şekillerine dönmüş!
Ayrıca, “Sultanlığında Kaç Dembokrasi Şehidi” verdin, sülâlende Dembokrasi Şehidlerine Fâtiha okuyan dembokrasisi sigortalı kaç genç ve ev hanımı var?” gibi suallere cevab veremiyenleri, yer altı dünyasında nezârete alıb biraz okşuyorlarmış!
Demokratik Müslüman Sevgili Süslüman ve Garîbân ve GURBAN Vatandaşlarım!
Ne ise bizim “Dembokrasi karnemiz” hep (Pekiyi) ile dolu, sadece “Dembokratik usûl çerçevesinde ziyâde adam ve madam harcama dersinden” bir kırık notumuz var!. Onu da ikmâle kalınca çalışır, Kraliçesel Gül, Ramazâniyelik Davuloğlu ve Kibâriyelik Anacan üçlüsüyle “Bütün haklarınızı helâl ü hoş edin” deyib helâlleşdik mi, bunu da hallederiz!
Şimdi zaten Pismayılaga tahrif konseyi ve kütükler cenâhı, “KADEH’sel, dembokratik, femintırak, güncellenmiş ve gurbanlık” bir fetvâ da düzmüş!
Buna göre Adam Z, X Beyin karısıyla zinâ yapdı ise, X’e gidib zinâ alçaklığını söylemeyib saklıyarak “Bana bütün haklarını helal et” diyecek, X de, “etdim” dedi mi, adam Z, X’in karısıyla 1000 kere de zinâ yapsa, uçkur azmanlığı ve hınzırlığı afvolub sıfırlanacakmış!. Tefsir ve Kevgirlerinde böyle yazıyormuş!
Dembokratik Uçkur Düşkünü, Barikatsal Derviş ve Devrilmiş ve Lâlesever ve Gül Kurusu Fesli Sevgili vatandaşlarım!
Bu fetvanın patentini bu dallama ve sallamalar derhal dembokratik tescil kânûnu mu’cebince tescil etdirib ve dünyaya da kendilerinin bir îcâdı olarak ihrâc ederlerse, bir numaralı dolar milyarderi olub çıkmak üzereler!.
Jet Mâzıl da bu işin umum müdîri yapılır, Cübbelâ da “Tüm Ihvan-ı Cihâna Zinâ İşlerini İhrâc ve Sonra da Günahını Sıfırlama Âmiri ve Fetvâ Eminliğine” getirilirse, hele bunu bir de devlet-i Ilmâniyyemize komisyon vererek icrâ ve irtikâb ederlerse, ihrâcât ve dış borç açığımız ve fâiz belâlarımız sıfırlanacağı gibi, hazinemiz de, dünyanın bir numaralı hazînesi hâline gelecektir!.
Bundan sonra zinâ merkezleri de, Paris, Holivut, Beyrut gibi yerlerden belki de cennet memleketimize dönecek, turizm gelirleri patlıyacak; zührevî hastalıklardan hastanelere akın akın koşanlardan, hastanelerimiz dünyanın en zengin ve lüks ve konforlu mekanları hâline gelecekdir! Artık BOR, Boru madenleri ve Akdeniz petrol ıvır zıvırlarıyla ağzımızın tadının kaçması da son bulmuş; ve istikbâl de artık bizim olmuş olacak; ve bizi, hiçbir kuvvet durduramıyacakdır! Değil İslâm Coğrafyasına, bütün dünyaya biricik LİDER bendeniz abd-ı âciz lâyık ve laik görülecektir!
Roma’nın Fethi bile bundan böyle bir iki günlük basit bir iş olacak, Püsküllü Kadir Abimizin rûh-ı Osmânîleri de kabr-ı şerîfinde pür nûr olub, neş’esinden amuda kalkacak ışıl ışıl ışıldayacakdır!
Dembokratik Sevgili Yurtdaş ve Yandaşlarım!
Bütün bunlar, dembokratik sistemimizin günümüze akseden çok modern ve feminist, LGBT’ye kadar cadde-i kübrâ ve otoban açan ileri dembokrasi zenginlikleri cümlesindendir! Biz buna kıyâsen, bunu, bizim bütün atık, kaçık, düşük, yatık, fıtık bilcümle iç hastalıklarımız ve hatta hâinlerimizin dedâvîsi içün de kullanabiliriz! Bu, çok güzel, Fettoşistik, Vatikanik, Manukyanik ve R. Kay.erilioğlu medyumlarının ruh çağırma seansları tarzında metapisişik, hârika ve muhteşem bir metod demekdir!
Zinâ içün uydurulan bu mantık, Aristo mantığını bile tarikatçılıkdan barikatçılığa yücelterek, modern zamanların en keskin mantığı olarak bilcümle “Kıyâs-ı Fukahâ” işleri ve taşeronluğunda kullanılabilecekdir. Bütün laboratuvar denemelerinden yüksek puanla geçdiği de tescillendikden sonra, artık önümüzde hiç bir engel de kalmıyacakdır. Ayrıca bu aygır özlü beygir mantığı,”vaz’-ı ilâhî” diye de Lâlekül’den Mahmutpaşa çığırtkanı bir (it havlamasıyla) satışa çıkarılarak kapış kapış bütün püftü ve vâiz-i ılmâniyyelerimiz tarafından isti’mâl edilecek ve “güncellenmiyen” bir tek fıkhî mes’ele bile gelecek müctehid-i Haltettiniyye ve Karâmâiyyelere bırakılmıyacakdır!
Bütün hırsızlar, muhtekirler, soyguncular, ırz düşmanları, Papalıkdaki tâcizci kardinallerin “Endülijans” yolu ile ve çok yüksek paralar karşılığında günah çıkarmalarına bile lüzûm kalmadan, aynı “yöntem ve döntem” ile bu iğrenç günahların sıfırlanması artık mümkin olabilecektir!.
Zinâ Haramanın Sıfırlamasına Muhâtab Osmanlı Torunu Sevgili Vatansever ve Nâmussavar Bataryalı Vatandaş ve Oydaş ve Oynaşlarım!
Zinânın Amme hukukuna ve hukûkullâh’a taallûk eden tarafları da, Cübbelâsal ictihatlarla düşürülmüş olacağından, din, can, NESİL, mal, akıl emniyeti de, kendiliğinden ve dembokratik sistemi incitmeden yerine getirilmiş olacaktır! Mukaddes topraklardan dönmeye başlıyan hüccâc-ı Kirâmımız, Hacı Amca ve Hâciye Teyzelerimiz, vatan topraklarına girer girmez bu yepyeni fırlama ictihâdının (estağfirullah teşehhîsinin) Suud Gâvurluğunda da mer’iyyete girdiğini bildiklerinden, duyduk ki, bundan pek memnûn olacak ve böyle güncellemelerin devamı içün müteâkib haclarında, zina affının bu kadar ucuzlamasını havâî fişeklerle kutlamaya ve şeytan taşlarken o şeytanlara da fazla suç yüklememeye dikkat kesileceklermiş! Ve üç hacc şekline, Suud Prenslerinin hadımağaları eşliği ve eşşekliğinde, bu güncellenmiş şekil olan “Hacc-ı Uçkur Kıranı” da ekliyebileceklermiş!
Bayram mesajımızın uzunluğunu, yıllardır böyle bir mesaj yazacak danışman ve sıvışmana sâhib olamayışımıza bağlayınız. Şimdi ise, böyle bir danışman ve dayışman ve sıvışman bulduğumuzdan, bunun verdiği neş’e ve sürûr ile yılların hasretini giderecek derecede kalemimizi bol kepçe kullandık!
Yazdıklarımız yaşanmış hayatdan alınan enstantanelerdir. Senaryo olarak telâkkîsi câiz olmasa bile, vakıaya mutâbık olmağla, târîhan dahi mütâlâaya değer evsafdadır!. Gurban gulgulesi aralarında efkâr basmalarına karşı iyi bir tiryâk olacağı da hâric-i ihtimâl telâkkî edilmemelidir!
İzinsiz ve maksad dışı yollar içün iktibâs etmeler memnû’ olub, ruhsatnâmeyi hâiz olanlar içün hiçbir tahdîd ve taksir bahis mevzu’u edilemez! Ecr ü mesûbâtımızı dahî gardaş payı yapmağla, memnûn u mesrûr oluruz candan ve dembokratik vadandaşlarım benim!
Kalın Saplıcakla!
(Mâba’di var)
İntişârı: 11.08.2019 / 20:47:04