(2) Layık Diyânet, Ezân Müdâfii Mi, Hoparlör Belâsının Avukatı Mı?
13 Mart 2017
(4) Layık Diyânet, Ezân Müdâfii Mi, Hoparlör Belâsının Avukatı Mı?
21 Mart 2017

Bir evvelki makâlemizde İslâmiyyet’in Anadolum’uzda “YASAK” olduğunu yazmışdık! İşte isbâtının resmî vesîkası: “Kanun Numarası : 633

LAYIK DİYÂNET,  EZÂN MÜDÂFİİ Mİ, HOPARLÖR BELÂSININ AVUKATI MI?

(3)

Tâhir MÂHİR

 

Bir evvelki makâlemizde İslâmiyyet’in Anadolum’uzda “YASAK” olduğunu yazmışdık!

İşte isbâtının resmî vesîkası:

“Kanun Numarası : 633 Kabul Tarihi : 22.06.1965

Yayımlandığı Resmi Gazete : Tarih: 02.07.1965, Sayı:12038

BİRİNCİ BÖLÜM

Kuruluş ve Görevleri

Görev:

Madde 1- İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.” 

İşte kânûn!

Yiyene!

Bu 633 sayılı DİB kânûnu ile, Tavil Tayyib Paşa Devlet-i Cumhûriyye ve Ilmâniyyesi zımnen diyor ki:

İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işlerine el koyun; bunları, politikalarımız nasıl emrederse ona göre şekillendirin; “İslâmiyyet’in” geri kalan siyâsî, iktisâdî, ictimâî, hukûkî, idârî, mülkî, askerî ve tıbbî sâir bütün kânunlarını keenlem yekün (yok hükmünde) kabûl edin. Bunların devletde yeri, mevkii, mevzii ve mu’teberliği olamaz, bunların yerine yüzde yüz haçlı Avrupâ’dan müdevver tercemeleri veya parlamentodan her cins insanın nefsine tâbi’ aklıyla çıkarılacak kânunları geçirin!” 

Büyük Müfessirimiz Merhûm Muhammed Hamdi Efendi Hazretleri ne buyuruyordu:

“İmtiyâz-ı rubûbiyyet sınıf-ı ruhbandan parlömanlara geçmişdir…” 

Bunların okutacağı ezan ve kıldıracağı namaz, artık ne kadar nedir!?

Laik, dem.okratik, cum.okrasi denen bir pençenin eline “ALLÂH AZZE’nin DÎNİ verilirse” ne olur?. Kınalı kuzuların sürüsünü, o “Çok Kutsal Bozkurt’un” çobanlığına verdiğin zaman neler neler olursa, işte o olur!.

 Devletlû Tavil Tayyib Paşa devleti, pençesini DÎNİN üzerinden tamâmen çekse; ve Allâh Azze’nin irâdesini, yehûdîyyet ve nasrâniyyet gibi yamuk yumuk bir religiona çevirmekden ve benzetib uydurmakdan uzak dursa, nasıl olur acebâ?

İyi olur da, 94 senedir durmıyan, şimdi mi duracak denirse, doğrusu, verecek cevâbımız da olamaz hani!

İslâmiyyet’in patronu veya kâim-i vâlidesi (kaynanası), sâdece bu devlet-i ılmaniyye (laik devlet) değil ki!. Şu Hollanda denilen ve kavm-i etrâka atlarla-itlerle-piçlerle hücûma kalkan gâvuristan ve onun AİHM’si de bir başka 7 belâ… Evet, yedi bela!. Aman ne belâ!

Gözlerinize inanamıyacaksınız ammâ, 10 Şubat târihli haber şöyle:

“Zorunlu ders olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine ait yeni müfredat, AİHM kararlarına göre yeniden düzenlendi. Müfredatta ‘bir dinin sahiplenilmesi’ anlamına gelen ifadeler çıkarılacak.” 

İngilizin kocakarı kraliçesi de, kendi dînini sâhiblenmek ma’nâsına gelen ifâdeler kullanmıyor mu acebâ?. Kilisesinde Angilikanizma mezheb-i hıristiyânîsi, teslîs üzere takdîs edilmez mi imiş acebâ?. Kraliçe denen ahı gitmiş vahı kalmış acûze, Anglikan Kilisesinin (reîsesi) değil mi?. İngiliz adasında “Din sahiblenilecek, hem de Kraliçe ve tüm ada ehalisince sırtlanılacak”; amma Türkiye’ye gelince “DÎNİ SAHİBLENMEK YASSAH!”

Gel de gavurun AİHM’sine  “çüşşşş!” çekme!. Tavil Tayyib Paşa Devlet-i Ilmâniyyesinde bütün bu, ences ve m üşahhas ve müşekkel BAĞIMLILIK manzaralarına gel de sus, ısyân etme, köşene çekil ılık ılık gözyaşı dök!. Keferandum bu gavur işkencelerine çâre olabilecek miymiş?. Lahey gavuristanına bir “Selâm-ı Tayyibe”, bir bakmışınız AİHM denen tâğûthâne der’akab Ankara Millettepesine “Emrin olur!” elçileri uçuruyor!

Demek ki adam ve madamlar, şimdi Türkiye’ye, “Ne dersek diyelim, ona göre  oynamaya ve zıplamaya mecbur maymun” gözüyle bakıyorlar!

Gel de heriflerin cemâziye’l-evvel’lerinden başlama!

Çoklarının (ana-avrat) yasalarında, “Devletin Dîni Şudur” diye, hatta mezhebi meşrebi de “falan-filân mezhebdir” diye resmen yazıyor!.

Haberi dikkatle okursak, Ankara politikasyonunun büyük bir felâkete imzâ atıldığını görüyoruz:

“Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, hafta başında yapılan Bakanlar Kurulu’na zorunlu ders olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin yeni müfredatı hakkında sunum yaptı. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde ses getirecek bazı değişiklikler yapılacak.”

Değişiklikler ses getirecekmiş! DİB Hoparlörlerinden gelecek zırıltılı mâdenî ses değil bu!.

Bu, Anadolu insanının, ağzından çıkacak kelimelerin ne olması icâbetdiğine kadar karışma cür’eti taşıyan, gâvurun kaynana zırıltısının sesi!

Bakın:

“Buna göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), “çoğunluğun inandığı din de olsa, devletin bir dini sahiplenir şekilde ders vermesinin inanç özgürlüğüne aykırı olduğu” tespiti de göz önüne alınarak ders programında birçok yeniliğe yer verilecek.” 

Apaçık anlaşılıyor ki, Ankara Maarif İşleri NÂZIRI da:  “Bâşüstüne efendim! Emir buyurduğunuz vechile derhâl arzu-yu şâhâneniz îfâ ve icrâ edilecekdir!” demiş; ve bir güzel de temennâ çekib etek öpmüş sanki! Aşşağıdaki cümle, bunu biraz daha tahkîm ediyor:

“Dışişleri Bakanlığı’nın hukuk müşavirleri ve uluslararası hukuk uzmanları tarafından da gözden geçirilen (din dersi)ne ilişkin müfredatta ‘bir dinin sahiplenilmesi’ anlamına gelen ifadeler çıkarılacak.”

Gâvur demek istiyor ki:

“1000 yıllık dînini sahiblenemezsin, sahiblenme ma’nâsına gelecek ne kadar kelime var, topunu da müfredât programından çıkaracaksın!”

Bak hele!. Vay gâvur mahkemesi vayyy!

Başımıza daha neler gelecek!

Ne ulan bu?

Hani “Sevr Mevr” diye dillerden düşmeyen bir gâvur dayatması vardı ya, bu, işte onun 100 kat daha sunturlusu bir gâvurluk!

Ankara da buna “eyvallah” demez mi? Milletden de hiç ses sadâ yok, keferandum sihirli değneği kapıda!

İşte “Laikim=Dinsizim dedin mi” diyor gavur; ve devamını da getirib  başdan ayağa kadar bir güzel giydiriyor:

“Tıpış tıpış önüme oturursun, ben de senin icabına bakarım. O 15 asırdır Avrupa gâvuru diyerek canımıza okuyan, yani gâvurluğumuzun imiğine çöken o dîniniz var ya, işte onu biz, sana da yâr etmiyeceğiz! Sen misin milletçe Feto yahudi ve masonumuzun eşkıyâlarına 15 Temmuz’u dâr eden, biz de bu yollarla artık sizi ehlîleştirib asimile edeceğiz. Var mı diyeceğiniz, Laiksin laik yani dinsiz!. Dünyadaki üçbuçuk ülkeden biri olarak anayasanıza “LAYIKLIK” diye yazdırırsanız, bugün bedelini işte böyle ödetiriz!”

AİHM denen fırıldak merkezi işte zımnen böyle söylüyor!

Ey, Ankara!

Sen de “eyvallah” diyorsun!. Bu nasıl bağımsızlık?

Sen istediğin kadar “Osmanlı Torun Torbasıyım” diye sık sıkabildiğince!. Gâvurdan kapma şu 200 yıllık meşhur siyâset dümeniyle: “İçe karşı bu yüzümü, dışa karşı öteki yüzümü gösterir gemiciğimi yüzdürürüm” havalarına gir çık!

Daha Nato var, BM var, bir sürü kriter, konferans, anlaşma koklaşma, (b.. püsür!)

Gâvur dünyası kudurdu ve ayağa kalkdı resmen!

Ve önüne koyduğu “kelimelere” kadar  çatır çatır ta’lîmât!.

Gâvur dünyası tam anlaşmış beyler, korkusu, çekinmesi, hayâsı, diplomasi bilmem nesi falanı filan kalmamış, (hastirleyib) bastırıyor!

9/Eylül/1922’de Yunan gavuru “İlk hedef Akdenizdir” denilerek “EGE (!) SAHİLLERİNDEN” denize dökülmüş ve Anadolum düşmanlardan pîrü pâk edilib temizlenivermişdi ya hani!. Bu temizliğin sırrını bu kavm-i etrâk ve ekrâd bir türlü çözemedi gitdi!

Tanzîmât ile elini verenlerin, 5 nesil sonrası, şimdi orası kurtarılamaz hâle gelinmiş!

Kepâzeliğin daha ötesi olamaz!

Şu hâle bakın:

“Örneğin, “dinimiz” yerine “İslam Dîni”, “Peygamber’imiz” yerine “Hz. Muhammed” denilecek. “İnancımız” ifadesi yerine “İslam inancı” gibi ifadelere yer verilecek.”  (Kaynak my net)

Ne demek istiyor Avrupa gâvurunun mahkemesi, şunu:

“Sen misin 15 Temmuz’da teslîm bayrağı çekmiyen, ben de işte böyle ciğerini sökercesine, kalbini ve beynini oyarcasına pençemi atar, seni zorla ehlîleştiririm! Teslim olsaydın, o yahudi ve mason Locafendiniz-miz, bu işleri “ılımlı, milimli ve sevimli” yapacakdı! Madem ki siz hoşgörü diyalog ve uyutan ve narkozlayan vaazlardan anlamıyorsunuz, o zaman böyle kanırta kanırta işi biz hâllederiz!

Tamam mı, nazi ve faşist usûllerle.. icaberse Afrika milletlerine ve yahudilere yapdığımız gibi.. yakarak fırınlara etli patates güveci içün ÇÖMLEK sürercesine, vs..

Size medeniyetimizin mimsizini gösterme zamanı.. ne demekmiş yahudi ve mason Locafendi Haçlı Seferi darbesine karşı çıkmak görün? 

O, kendi cebi içün beş kuruş almadan bu işe girdi, sırf bizim teslisli ve takdisli aziz rızâmız içün.. Sizin kültürünüzdeki (Allâh Rızâsı) bizde sökmez! Bunu bilmez misiniz ey, Anadolu halkları!. Locafendiniz 52 yıldır “bizim RIZÂMIZ” içün kürsüleri yumrukladı, oralardan Kur’ân’ınızı kaç kere fırlatıb atdı da, siz beyinsizler bunu “aşk sarhoşluğu ve cis-trans hâlleri  telâkkî edib” o aslan yürekli locafendiyi göklere uçurdunuz!. 

Ya şimdi, ona ihânet ha?

O, güzellikle acıtmadan yüzünüze gülerek ve salya-sümük ağlıyarak yapacakdı… Siz, o bizim RIZÂMIZ içün hayatını vakfetmiş, o Muazzam Kâinât İmamınızı terörist başı i’lân edib, bir köy imamı kadar ihtirâmlara şâyân bulmadınız!..

 Nankör millet!

Şimdi doğrudan biz yapacağız, ne yapacaksak yapacağız, sıra bizde, siz şimdi seyredin!

Siz kendi Kitâbınızı bile ciddîye almıyan adamlarsınız! Kitabınız: “Bizim, dinimize girmediğiniz müddetçe sizlerden RÂZI olmıyacağımızı” apaçık yazdığı hâlde, O’na inanmayıb, “AB içine dalacağız” diye 60 senedir kapı eşiğimizde Hind fukarâsı gibi beklediniz!. 

Bunca beklenir mi, ne menem işdir bu ey, Ankara peşindekiler?. Ecdâdınız: “El intizâru eşşeddü min e’n-nâr!” demiş! Siz bunu bile duymadınız!. Siz kimi dinler, kime yâr olursunuz ha? İşte şimdi size (parmak sallama) günü!

Siz, tam bizden olmadıkca, biz sizi içimize alacağız öyle mi?. Yahudi  ve Mason Locafendi işte sizi bize, dinler arası diyalog masalları ve salya sümük hikayelerle ve yumuşak inişle tam benzetecekdi ki, bu projeyi,  bu plânı reddedib bozdunuz! Şimdi B plânımıza geçdik, işinize gelirse!”

AİHM’nin yukarıda verdiğimiz haberini okudunuz mu?. Gözlerine inanamıyanlar, haberi bir kere daha, birkaç kere daha okumakda, hatta eli ayağı titreyerek hecelemekde bile serbestdir!. Gözlükle, pertev-sûz (adese) ile hatta dürbîn ile okumak dahî memnûatdan değildir!

Evet Efendim, Haçlı Avrupa’nın kulak KEPÇELERİNE ağzını dayayarak AKP böyyükbaşları “BİZ AVRUPALIYIZ” diye ünler, sonra da AKP’ci Sabah gazetesi bunu eşşek kuyağı kadar harflerle (manşete çeker)se; ve Allâh Azze’nin Mukaddes ve Muazzez dîni üzerinde tasarruf hakkı o gâvurlara böylesine zımnen verilirse; ve dahî, onlar da Allâh Azze’nin dînini ve peygamberini, senin ağzına nasıl alman icabetdiğini ta’yîn edecek kadar azar ve kudurursa; sen de ona “eyvallah” dersen, bu haberin neşrinden tam 30 gün sonra işte o zaman o gâvur dölleri efrencî 12 Mart 2017’de, bütün haçlı dünyâsı adına HOLLANDA denen o ALÇAK Ülke veya Coğrafyada, kalkar, başlar kuduz it gibi ürümeye ve atıyla-itiyle-piçiyle seni çiğneyib  ısırmaya ve coplamaya!

Merâmımızı anlatabildik mi acebâ?

Keferandumlaşmış beyinlere çok zor!

GÖRMEZ’in uydurduğu “ezan yasağı” lâfından, dönüb dolaşıb buralara kadar münhaniler çizmemizin esbâb-ı mu’cibesi şol ehemmü’l-ehem noktadır ki, siz, adam gibi adam olmazsanız, adamlar sizi, adam yerine koymaz, her işiniz yahudi saçına döner!.

Birinci DERSİNİZ: İSTİKÂMET… Oklava gibi dosdoğru olacaksınız!. Yoksa sizi içde ve dışda kimse ciddîye almaz, şeyine de takmaz! Yahudi mel’anetleri 2 vakit ezanı hoporlörle okumayı yasaklamışsa, politika cambazlığı aşkıyla “Yahudi ezanı yasakladı!” diye yahudileşmiyeceksin!. Gavur:

 “Oku ama, yatsı ve sabah ezânını (mekanik-madeni sesle ve 100 bilmem kaç desibel anırtıyla) OKUMA!”

 Diyorsa, bunu “yahudi ezanı yasakladı” çirkefliğiyle dünyâya sıvama!.

“Ezana sahib çıkıyor desinler” diye, İslâm Coğrafyasına keferandum evveli gözboyamak içün yapdığınız bu atraksiyonları, dünya ve sandığa gidenler yutacak mı? O sipsivri YALAN ne olacak?. AİHM denen Allahsızlık ocağının kararına “eyvallahınız” ne olacak??? Sizin “müslümanlağınız” bitmiş, tükenmiş yavrular, bu kadar açık söylüyoruz!

Müslüman olmanız şart değil; değilseniz bile adam gibi doğruyu söyleyin, dünya nezdinde “üçkağıtçı-fırıldak” damgası yemeyin!. Bu damgayı yediniz mi, “güvenilir adam” olmakdan çıkar, bilya dağıtmış tekerlek gibi bir halta yaramazsınız!. İ’tibârınız, AB piçleri ve matinatoları yanında bile üç paralık olur!

 Her işinizde bir ikilik ve meymenetsizlik başlar, sonra arkasından hâşâ min huzûr korkunç bir “sidik yarışı!”

70 küsur yaşında uçkuru yüzünden müthiş mason Locafendizede olan herif bile, keferandum “idrâr yarışında” ne ağızlar kullanıyor ki, o kasetzede (Ne.rin Madam) bile: “Benim şey etdiğim herif meğer ne mübtezel şeymiş!” demekden kendisini alamıyordur! Herif, “Bunca yetki peygambere verilse o peygamberi bile bozar!” diyecek kadar şey yarışında üstünü başını ıslatıyor!. Bunlar memleket idâre edecek öyle mi?

Ne düşüşdür bu milletde bu Yâ Rabbe’l-Âlemîn?

Ulan Kasetzede, Uçkurzede, Fetozede!

O Peygamber Aleyhisselâm senin “yetki” dediğin şeylerin zerresine tenezzülden nâmütenâhî münezzeh bir Peygamberdir…

Onun salâhiyyetlerini ancak Allâh Celle ta’yîn eder. Ve o salâhiyyetlerin, bu keferandum ile alınacak salâhiyyetlerle mukâyesesi muhaldir. Senin ağzındakiler beşerî ve şeytânî ıvır zıvırlar; ötekiler ise, Sübhân olanın verdiği vazîfeler ve salâhiyyetlerdir. Bu echeliyyetiniz ve modern câhiliyyenin dembokratik ifsadları, sizi ebediyyen yakacak ve perişan olacaksınız!

Sen kimin ağzıyla konuşduğunun farkında mısın Nuseyrî çömezi? Sen hangi Allah Sevgilisini, hangi mülevves dünyanın “yetki” dediği şeyleriyle ve hangi akıl ve îmân hamûlenle MUKAYESE edib çukurdaki bir HÜKME bağlıyorsun?

Kasetçi ve uçkurçuların, bu mukaddeslere de ağzı dönecek öyle mi? Mülevves politikalarınızın ağız ishalleri size yetmiyor da, sıra Kâinât târihinin mukaddeslerine de mi sataşmaya geldi?

İğrenç!

İşte AKP de, bunca mübtezeli muhatab alarak hangi seviyede yarış peşinde?. Müsâbıklardan birine bak, kiminle yarışıyor, onun derecesini tesbit et!. Bunların (evet)inden ne hayır gelir; (hayır)ından ne hayır gelir?

AKP politikacılarının politikası, döndü dolaşdı kimi vurdu?. Gâvurun atına-itine-piçine çiğnetilib ısırtdırılan Garîbân Gurbetçilere!

“Biz Avrupalıyızmış!” mış, mış mış!

Gel de çüşşş deme!

Yavrum siz ne zamandan beri Avrupalısınız?

Bu ne “aşşağılık duygusu” yahu?

Güzel tosunum!. Senin atalarının atası “Tanrı Dağlarından, Tienşan’lardan, Altay’lardan,  Orta Asya steplerinden”  kopub gelmedi mi? Irken bile sen Asyalısın Yâhû!

Hangi kabuklu Avrupa gâvuru “Ben Asyalıyım!” diyor?

ANADOLU YAYLASININ neresi, Haçlı Avrupa Gâvuru’nun hangi bilmem ne mıntıkasına dâhildir?. İlkmekteb çocuğuna bu sorulsa, o bile “Biz Avrupalıyız” hezeyânının tepesine tuz ruhu döker!. En azından sana, coğrafî hududları gösterir!

1000 yıllık MÜSLÜMAN TÜRKOĞLU, KÜRTOĞLU, LAZOĞLU v.s. ne zaman Avrupalı oldu? Ey, soyunu sopunu unutanlar!

Gâvurlara “Biz Sizdeniz” yalamalığı ve yalakalığını “Biz Avrupalıyız!” diyerek nereye kadar sürdürebildiniz?. Gâvurlar ne zaman inandı bu yanaşmalığa ve yamanmalığa? İşte sizin “ÂİDİYYET” noktasındaki şizofreniniz bu kadar hadd safhada!.

Adam utanır! Utanma hisleri dumûra uğramışlara da biz, (utanmakdan) bahsetmeye utanmıyor muyuz ne?

Ne oldu şimdi?. Bütün politikalarınız iflâs etdi; ve yüzünüze gözünüze bulaştırdınız!.

Anadolu ehâlisinin hiçbiri “Biz Avrupalıyız” demedi, Kıyâmet kopuncaya kadar da demez!

 BİZ ANADOLULU MÜSLÜMAN KAVİMLERİZ; ÜST KİMLİĞİMİZ İSLÂMİYYET’DİR…

 (Geçen gün ORTAK PAYDA DİYORDU KIL.OĞLU kendi uydurmalarına!)

AKP Konya kadın milletvekili Madam Leylâ da ne vecîzeler cevizledi ve kırıb parçaladı ki, evlere şenlik! Ciddî ciddî öyle bir atdı ki, “işte AKP bu” dedirtdi!. Tehammül edebilecekseniz yazalım:

“NE AB’DEN VAZGEÇERİZ, NE DE AB BAKANLIĞINI KAPATIRIZ!”

Tamam kızım, paşa gönlünüz nasıl isterse!

Sizin hesabınız varsa, sizi YARADAN’ın da bir AB hesabı vardır! İşte böyle kabuklu Hollanda misâli önünüze çıkarlar ve atıyla-itiyle-piçiyle ne haltlar yiyeceklerse yerler, siz de elleriniz böğrünüzde seyreder, dünya da sizi temâşâ eder ve saltanatınız böyle bir seviyede seyerân ider gider!

Yaaa, akıldâne kızım!

Siz, AB bakanınız o (Ö. Ç) gibi isterseniz avazınız çıkdığı kadar da “Laiklik Türkiye’nin nükleer gücüdür!” diye  dünyaya bağırabilirsiniz! O zaman Avrupalılar da sizi havada kapar, öyle mi? Hollanda’da kapdıkları gibi!

Anadolu târihinde bu dereke siyâset iflâsı ne zaman görüldü hatırlıyan?

 “Takiyyesiz, yürekden, biz Avrupalıyız” diyenler, 1923’den beri İngiliz’in içimize atdığı tohumlardır. Bugün Haçlı Avrupa ve ABD’ye kaçan vatansız ve dinsiz, “Locafendisel” iblis soyları var ya, işte onlar, “Biz Haçlı Gâvurun Avrupalılarıyız!”  demeye bayılan döküntü takımlarıdır!. Onlardan başka bu toprağın şühedâ kanıyla sulandığını bilib de, o şühedâyı da şehid edenlerin kısm-ı a’zamının (AVRUPALI) gâvurlar olduğunu belleyib de, bunun üzerine bir de “Biz Avrupalıyız”  nânesi yiyecek adamı, bu ANADOLU topraklarında bulamazsınız!

Anladınız mı politika cambaz ve cambâziyyeleri?

Sizin bu zırıl zırıl (riyâkârlık ve sahtekârlık) damlayan lâflarınızı sanki (Avrupa Gâvuru) yiyor!

Sadece içlerinden:

 “Bunlar ne biçim nevzuhur kavim ki, ecdâdına zerre kadar benzemez, sırıl sıklam YALAN ve ASL İNKÂRI kokarlar leş gibi!” 

Diyorlardır…

Onlar asla inanmasalar da, Kelâm-ı Kadîm’in ne dediğini (h….r) gibi biliyorlar!. Kitâb’ın : “Yehud ve nasârânın dinlerine girmedikçe, onlar sizden râzı olmazlar!” buyurduğunu çok iyi ve apaçık görüyorlar! Kur’ân-ı Azîmüşşân, onları öyle bir deşifre ediyor ki, onlar, bunları anlamamamız içün ne perendeler atıyor, ne Lawrensler, ne yahudi-mason Locafendiler, ne sarıklı-cübbeli politikacılar, ne Efgânî ve Abduh mason ve yılanları ile bunların yavşaklarını yetiştiriyorlar!

Hem de harıl harıl!

Hani Avrupalıları 35 yıl tanımasak; ve ne (b.k) olduklarını bilmesek, hiç de bu kadar bastıra bastıra yazamazdık!

Haçlı Gavuristan, Hollandasıyla, Alamanyasıyla, Avusturyasıyla, İsviçresiyle, Belçikasıyla, Danimarkasıyla, Fransası ve İtalyası İspanyasıyla ve bilmem ne panyası ve pası-papasıyla ve hatta 8 eşkıyayı teslim etmemekde direnen palikarya piçleriyle bile  ayağa kalkıb şöyle demiyor mu:

 “MÜSLÜMAN TÜRKLERİ İSTEMİYORUZ, AVRUPA BİZE ÂİDDİR, GİDİN BURALARDAN!. NE KADAR İSLÂM DÜŞMANI, ANADOLU DÜŞMANI, TÜRK VE KÜRT DÜŞMANI TERÖR TEŞKİLATLARI VAR, SİZİN AĞZINIZLA “YAHUDİ-MASON LOCAFENDİ YAVŞAKLARINDAN PKK EŞKIYÂLARINA, SAVCI ZEKERİYASINDAN CUMHURİYETÇİ CONİ DÜNDARINA KADAR BUNLARIN TOPU DA” BİZİM HASS CANLARIMIZ VE DOSTLARIMIZDIR; ÇÜNKİ, İŞTE  BUNLAR AVRUPALIDIR, AKP’NİN “BİZ AVRUPALIYIZ” DİYE KURU SIKI SAVURANLARI ASLÂ AVRUPALI DEĞİLDİR!.

BİZ ADAMIMIZI TANIRIZ YAVRULAR! ONLAR YARIM AVRUPALI, YARIM YARIM…  BİZE TAM LÂZIM TAM, YARIM VE ÇEYREKLERDEN ÇOK ÇEKDİK TAMAM MI!?”

 Şimdi bizim yavrulara bak hele! Neymişiz neymişiz? “Biz Avrupalıymışız!”

Ulan oğlum! Sen, “Biz Avrupalıyız” demekle “Avrupalı Bir KABUKLU” oluverecek olsaydın, bugün bunca gâvur,  “Senin Ervâh-ı Tayyibene de, Ervâh-ı Gayr-i Tayyibene de” saydırıyor, çöydürüyor ve sövdürüyor, olur muydu?

Atıyla-itiyle-piçiyle sokaklarda, gâvur, polisiyle gövde gösterisi yapıyor senin üzerinde, neden?

Avrupalı olduğun içün mü?

Hem, “Avrupalı olmanın pek şâhâne bir halt oluşu”, senin, “KİTABIM” dediğin KİTABIN neresinde yazıyor?. O KİTÂBI, ses san’atkârı gibi makamla usûliyle okumak ma’rifet değil evlâd; “ONLARIN DİNİNE GİRMEDİKÇE ONLAR SİZDEN RÂZI OLMAZLAR” buyurduğu ayetlerine KALBDE YER VERMEK MA’RİFETDİR!.

DÜNYA SALTANATI BİR GÜN ELİNREN ALINACAK! HATTA İKİ ELLERİN YANLARINA DA DÜŞECEK!. O GÜNE HAZIRLAN!

 O GÜN SANA ASYALI OLMAK, MAKAMLI OLMAK, KORUMALI OLMAK, DÜNYALI OLMAK, PARALI OLMAK, ALKIŞI ÇOK OLMAK, SALTANATLI OLMAK… EVET, BUNLARIN HİÇBİRİ FÂİDE VERMİYECEKDİR!

ÂKİL OL, ÂKİL ADAM GİBİ ŞÖYLE SÖYLE, DE Kİ:

“BATSIN AVRUPALI OLMAK!”

Görmüyor musun, bütün Avrupa gâvurları kudurmuş gibi ayağa kalkdılar, ellerinden gelse seni bir kaşık suda boğacaklar!

Hâlâ mı “AVRUPALI OLMAK?” 

 

(Mâba’di var)

 

(İntişârı: 18.03.2017)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir