Tâhîr MÂHİR
Çöl fârelerini “Hâdimü’l-Haremeyn”; o İngiliz peydahlaması vehhâbiyyûn kâtil ve çetelerini Müslüman görecek kadar da îmân-küfür arasını ayıramayacak derekede mîzân, iz’an ve vicdân kaybına uğramış Süslüman Aldatılmışdaş ve Kutsanmışdaşlarım!
Mesaj dilimiz biraz sıkıntı verse de, hiç merak etmeye mahâl yok, alışırsınız! Bu millet bakıyesi “ulus” garîbanları, nelere ve ne gâvurluklara alıştırılmadılar! Sonra da binlerce gâvur çöplerini onlara “millî ve yerli” diye öyle bir yutturdular ki, artık bu yutulanlar dîn gibi “kutsallar” ve heykelcilik gibi de “putsallar” meyânına dâhil edildi!
Sayın ve mayın Böyyükbaşdaşlarım!
Bir-iki hafta evvel, o “Hâdimü’l-Haremeyn” dediğiniz Vehhâbî Suud kâtilleri; Soçi kankanız Moskof Putin’i taa ayağına kadar getirdi ve siz Ankara İslâm beğenmezlerinin aleyhine doldurmanın iblisliğine soyundu! Veya Putin, deve çobanlarının tasmasını, Trump’dan aşırmak içün Riyad’a uçdu, her ne ise!
Bugün (22/Ekim/2019) târîh-i efrencîsinde de Soçi’de Moskof arkadaş ve hatta kankanız Putin ve etrafındaki (Deli Petro-Katerina) ahfâd-ı şeytâ.iyyesi ile, Şam şeytanının Yahudi saçına çevirdiği sâbık Sûriye vilâyetimizin ahvâl-i perîşâniyyesini masaya yüzüstü yatırıb, boyun, sırt ve belini, hatta kuyruk sokumuna ve belki de kuyruk boğumlarına kadar her yerini masaj yapacaksınız!
Ancak 1970’den beri Nuseyrî esad baba-oğul ikilisinin pençesinde inim inim inliyen bu Sûriye sırtımız, müzmin “deformatif disk” illetiyle iyice şifâ kabul etmez hâle geldiğinden, bundan nâşî, hastanın ifâkat bulması ve Moskof reçetesiyle ayağa kalkması pek mümkin değildir! Aylar belki de yıllarca kreş ve kolhoz ve şey çocukları gibi bunların usta hekimler elinde terapi de yapılması lâzım!
Ankara Beştepe usûlü ve Müşâvir-i Tabîb-i Hâzık-ı Cümhûriyyeden Prof. Saraçoğlu danışman ve ilaçmanımızın avokâdo bitkisinin sarızeybek otu ve beyaz lâhana kökü ile yapılacak blendırdan geçirilmiş bulamacını, Şam şeytanının sırtına yapıştırıb 5 gün şeytanlığına ara vermesi, belli olmaz ammâ, “müthiş bir şifâ kaynağı” olarak belki bir işe yarayabilir!
En sonunda, Şam Şeytanının “kutupsal” şeyi ve Dayısı, “Katerinasal ve Deli Petrosal” Ekselans Putin, masayı devirmese de, bize, “Bu da aldatdı” dedirtebilir!
Sağlık olsun!
Beterin beteri var, Allâh Azze bugünlerimizi aratmasın!
Putin ne kadar yere bakan tip olsa da, Trump gibi havaya bakan ve kellesi bulutlara değen bir tipin yanında, bakalım hangisi hangisini aratacak?
Ankara artık ecdâd çizgisinden çıkıb bambaşka Batı medeniyet ve kederiyet çizgisine girib “14-15 asır evvelki hükümleri kalkıb bugün UYGULAYAMAZ ve uykulayamazsın, yok öyle şey” ve “İslâm güncellenmeli ve ictihadlar değiştirilmeli, mezhepçilik fitnedir, biz sünnî falan değiliz!” deyû redd-i mîrâs eyleyüb Lozano-dembokrato ve layiko-lumbâgo tarafına geçeli beri, Kabuklu Batı gâvurları Ankaravî cenâh-ı ehliyyeyi pek hafife alır oldu!
Trump sarızevzeği, son mektubunda neler neler ve ne yâveler ve ne yahniler yedirmiye kalkdı ki, insanın eli hani neredeyse belindeki hançerine gidiveriyor!
Adamın Melanisi, melankolisi, çoluk çocuğu ve damad ve hamarat etrafı olmasa, insan “müebbedi” sanki hayâlhânesinden eleyib geçirecekmiş gibi oluyor!
Nerde Osmanlı zamanımızın asâlet, adâlet ve şahsiyet dolu Siyâset-i Şer’iyyesi; nerde bugünün politikacılarındaki “popolitikasal” totolitikalar!
Rahmetli anam “Oğul, yevmü’l-beter” der, gâvurlukları gördükçe hüzünden hüzne geçib bazan gözyaşı bile dökerdi!
Ancak, Prutzede Katerina ve Deli Petrozâde Putin ekselanslarının sözlerini, kalb kulağımızla anında şöyle duyar gibiyiz:
“Hoş gelmişen Yoldaş Gardaş!
Nasılsen iyimisen, benden süâl ider isen ben dahi sen kankamı görmişem çok ama çok ziyâde mesrûr ve göznûr olmuşem, çok çok iyiyem!
Sizin havalar ve o aşık olduğum Akdeniz sahilleri nasıl, bizim buralar bildiğin gibi Sibirya stepleri, soğuk, işte bildiğin gibi!
Çoluk çocuk? Damat Bey?
Ha, damatçığınız da burda imiş değil mi, bak yâhu, özür dilerem!
Onu Ankara’da Bayraktar eyleyüb, Albayrak dalgalandırmakdan mes’ûl tutacaksın sanmışdım, bir anlık boş bulundum işte, tekrar tekrâr özür dilerem!
Mevzua geçelim mi, müsaade var mı?
Sağol komşum, sen benim ezeli ve ebedî komşum ve ayrılmaz kapı bir komşumsun yahu!
Şöyle başlayabilirem!
Dünya, sen Osmanlı ve Ata çocuğu, ben Kolhoz çocuğu, Trump Kreş çocuğu, Acem Mut’a çocuğu, ve Esed ve terörist (……) çocukları arasında epey hareketlendi, bereketlendi ve sulhü sükûna muhtac hâle geldi!
Ama hiç merak etme, ben senin sonuna, soluna ve koluna kadar yanındayım! Kars’ı Ardahan’ı falan istemiyeceğim, rahat ol! Çünki sen benim kapı komşumsun! Sizde bilirem ki, komşu hakları, homo, pezo, lezo, KADEMO ve Sözlemeco-Özlemeco haklarından önde gelir! Gerçi siz de, Batı kapitalist “cinsiyet ve cibiliyet eşitliği” yollarına bin beter girdiniz, ammâ olsun!
Bak ben, homo, pezo ve lezo gibi, eve, baca-pencereden hırsızlama girme ve ucûbeleşme yollarına bir güzel “Hastir” çekdim ve yasakladım! Evet bir Moskof olarak bunları YA-SAK-LA-DIMMM!
Halbuki herkes bizi Katerina anamızın cumartesi çocukları diye hafife alır; sizi de “Osmanlı Sultanlarının asilzâde ve şehzâdeleridir, âdil, dürüst, hayâlı ve şahsiyetli adamlardır” diye yere göğe sığdıramazdı!
İşte dünyâ dediğimiz bu yuvarlak nesnenin neresi başı, neresi bilmem alt tarafı belli olmuyor! Bazen kurt izi koyun izine, at izi it izine karışıyor, ses dalgaları parazit ve parafit yapıyor! Yuvarlak işte meret! İstersen komşum, sen de şu Sözleşmeci ve KADEH’çi “Cinsiyet eşitliği” diye iffetini yiyen o karıları dinleme; ve homo, pezo, lezo cinsi ne kadar mübtezellik düşkünü, ucûbelik ve hılkat garîbesi var, YASAKLA gitsin, basıver “Hastirâtı” bitsin! Posta koyan olursa, “Moskof Kankam Putin bile yasaklamış, artık Batı’yı değil Moskofları TAKLİD edeceğim, onları kıble yapacağım” dersin! Daha da ağzını bozan olursa bana haber sal, ben onu, Trump’un Melani’nin gözünü morartmasından bin beter ederim! Bizim gölgeler ne güne benim yanı başımda?
Çünki lâf aramızda inan ki korkuyorum, kapı bir komşuyuz ya, bu homo, pezo ve lezo, KADEMO, ÖZLEMO, SÖZLEMO Gökkuşako cinsi mübtezellikler sizden bize sızar, bize geçerse hâlimiz n’icolur!? Biz de hudutlarımıza “Güvenli Bölge” deyib, o ucûbeliklerin bize sızmaması içün bir 30 km hududu mu çizelim?! Duydum ki sizin İzmir’de homolar, o sıpa kadar herifler biribirleriyle evlenib, tevbe ya komşu, ben duyunca şok ve yok oldum inan! Alenen “Düğün -dernek” yapıb, evlenmelerini kadınlı erkekli göbek atarak kutlama ve kurtlama ve pullama ve putlama cihet-i lûtîliği ve ib….ğine gitmemişler mi!?!
Bunları duyunca, tam 120 saat midem bulandı, bir lokma ekmek boğazımdan aşağıya yol bulamadı! Senin gibi Osmanlı torununa hiç ama hiç yakıştıramadım ekmek gözüme dursun! Bir gün nasıl onlara kavuşacaksın; o zaman seni o ecdâdın ne yapmaz, nasıl iflâhını kesmez, ben bile bunu hayâl etdikçe tüylerim kirpi dikenine dönüb devriye gezmiye kalkıyor!
Komşucuğum, Osmanlı bakıyesi bir memleketde her şey aklıma gelirdi de bu gelmez, rü’yamda görsem asla bu iğrenç yola yormazdım!
Ne ise, kusûr u küsûruma bakma, artık bu sizin iç ve iç çamaşırı işleriniz, hadd ve ta’zîr cezâlarınız, Şerîat mukaddesâtınız! Gerçi siz “uygulanamaz” deyib beğenmiyorsunuz amma, işi kökden hall ü fasl eden tarafı benim bile ağzımın suyunu akıtıyor! Ne ise, fazla uzatırsam bizim Sûriye işi gene, Melani’ye “aile içi şiddet bombası ve tokadı atan” Sarızevzek Trump’ın üstüne kalacak!
Ne diyordum, ha şuydu:
Osmanoğlu torunu ve Atalaratası çocuğu dostum! Bak, sana bütün kendi kalbî ve klübeme bağlı kelbî ve Şâmî ve senin tatlı dilindeki “VAPÎCΔ ve diğer bana devredilen bütün çoban iti köpeklerim adına apaçık i’tirâf ederim ki, sen çok haklısın, on kere haklısın ve seni en iyi, evet herkesden daha çok en iyi ben anlarım!
Bu hârika anlayışıma da, asırlardır hayâlhânelerimizi noel bayramlarındaki kutsanmış çamlar gibi süsliyen o ılık mı ılık Akdeniz sularını ay ışığında parıldatan yakamozlar ve istakozlar ve Akdeniz sâhillerini tatlı tatlı yalayan hayâllerim şâhid olsun! Hatta, o kreş ma’mûlü Amerikan salakları, tersden KALASLARI ve molozları da şâhid olsun ki, seni yalnız ve yapayalnız bırakmayız! Yoksa bu, komşuluk hukûkumuza ve onun “yaptırım ve taptırımlarına” son derece ters bir moskofluk olur!
Ben, Aziz Peder Kakaroviç de şâhid olsun ki, eski ve kıdemli köpeklerimi de, bana devredilen yeni köpeklerimi de araziye salmıyacağım; tasmalarını boyunlarından çıkarmayacak ve iplerini de elimden bırakmıyacağım, bundan yüzde yüz emin ol! İPİN UCU DÂİMÂ bende olacak ve ulumalarına bile müsaade etmiyecek, îcâbederse yağsız kupkuru kemikleri önlerine atarak onları açlıkla terbiye edeceğim, senin güzel hatırın içün îcâbederse gebertib itlâf edeceğim!
Kreş Çocuğu Sarızevzek Trump’un “Size yaptırım” demesi kanıma dokunuyor, herifi şey yapasım geliyor, ama şimdilik vazgeçiyorum, ammâ hakkım dâimâ mahfuz kalacakdır!
Benim Aziz Dostum, senden istediğim çok bir şey değil, hatta hiçbir şey!
Akdeniz sâhillerine inişimi sen zaten kabullendin, buna, dünyâ ve Kreş çocuğu Sarızevzek Trump, Kraliçe, Merkel, Heykel, Makron, Mikron, Donuna Edenyâhû, v.s. gibi irili ufaklı NATO ve TOTO takımları da alışdığı gibi, şu seni altdan alta oymıya çalışan mut’a çocukları bile alışdı! Lâf aramızda kalsın, bu acem mut’a çocukları var ya, bunlar sana çaktırmıyor ammâ, bütün dünyâdaki şey çocuklarından daha çok seni kıskanıyor! Utanmadan ve Türk tipi “kutsal ve putsal lâyıklığınızı” hiç hesâba katmadan size “Yezîdî” deyib, Şiîlik ve şişiklik ve şirretlik ve şirdenlik adına ve sanına, cümlenize çok fena diş biliyor! Demedi deme, “Aldanma”, “Aldatmakda” ve “takiyyecilikde” üzerlerine yok, fırıldakçılığın önde gidenleri!
Benim köpeklerin tasması ve iplerinin ucu bende de.. o mut’a çocuklarına tasma geçirebilirsek, ikimiz de rahat ederiz! Onun içün ikimiz ne kadar kuvvetli isek, kreş ve mut’a çocukları o kadar çukurda!. Aman beni bırakma, Natocu sahtekârları sen bilmezsin, Fetocuları da senin üzerine onlar saldı, bundan şübhe edib sakın kahve falına baktırayım deme!
Bunun içün, sen, Şâmî köpeğimi görmeze gel, bir şikâyetin oldu mu onu hiç muhâtab alma, ben onun kuyruğunu bir kıstırdım mı bir iki cıyak-vıyak çakarır; ve kuyruğunu kısıb klübesinin köşesine kıvrılır!. Son kullanma târihini seninle bir karara bağlamamıza da az kaldı!
Şimdilik Aynülarab, Rasulayn, Telabyad, yok Münbiç işi.. bunlar hiç mühim değil! Bunları hallederiz! Oralar bizde gibi kalsın! Hamamın nâmûsunu kurtarmak içün bunları hoşgörüver; veya Şâmî köpeğimin gebertilişinin, senin elinden olmaması popolitikası içün onu bana bırak! Zamanlamam içün bana fırsad tanı!. Şimdi köpeklerimi bir müddet yağlı kemikle beslemezsem, bana iyice alışamazlar! Hele bana iyice bir alışsınlar, ondan sonra meydan seninle benim!
Çakkk!
Nasıl, hârikayım değil mi dostum?
Yeter ki ikimizin arasına kreş ve mut’a çocukları girmesin!
Sen Osmanlı torunu ve Ataecdâd çocuğu, ben de Katarina tohumu ve Kolhoz çocuğu olarak bu işin anasını belleriz!
İstersen Aynülarab, Heryertürâb ve Telabyad, Münbiç-Bigadiç açıklarına birkaç gözetleme kulesi de yapar, içeriyi dikizliyebilirsin! Bu da seni dünyâ yuvarlağı üzerinde, NATO-FETO ve TOTO’ya ve MB’re karşı BEŞDEN BÜYÜK, daha da büyük, büsbütün büyük yapar, ne dersin?
Bu müthiş sır ve taktikleri, Sarızevzek Trump’ın diliyle “sen hârika lider” kankamdan gizlemek bana yakışmaz, sen cidden damarlarındaki asil kan ile yaşıyorsun!
İkimiz kafa kafaya verdik mi, dünyâ nasıl çıldırır, çatır çatır çatlar ve on parçaya bölünür, bunları hayal etdikçe yerimde duramıyor Kremlin’e sığamıyorum, bendimi çiğneyib taşmak ve NATOCU itlerin gırtlağını sıkmak istiyorum!
Çakkkk!
Kreş çocuğu SALAK, tersden KALAS, o beygir çobanı kavboy bozması, biraz da çığırtkan tüccar ve Sarızevzek Trump’un mektubuna sakın kafanı takma! O zaten gidici! Üstelik de Melani ile tekme-terlik, havlu-yastık gece yarılarına kadar dövüş-sövüş-kavga-gürültü, “KADINA ŞİDDET” hatta hiddet ve “Cinsî tâciz ve elle-dille kadına haciz koymalar” gırla gidiyormuş!
Senin partiye bordolamış simbioz yaşayan “SÖZLEŞMECİ ve KADEH’çi ve FEMİNKEŞ KARILAR KONSİLİ” acaba Melani’nin avukatlığını yüklense de, Herife birkaç yıl “EVDEN, hele YATAK ODASI ve MUTFAKDAN ve SARAY HAMAMINDAN tart cezası” ÇIKARTSA sevab olmaz mı? Vicdan işte, o kadına çok ammâ çok acıyorum! Ben, sovyetler zamanında KGB üyesi iken de hep, zulüm ve haksızlıkdan öylesine kaçardım ki, kimse beni yakalıyamazdı, hayâl edemezsin!
Senin Pensivanyalı da, çok merhametli olduğundan ve karıncanın dizkapak kemiği incinse günlerce kıvrandığından ve Melani ‘nin mazlûmiyyet ve darba ma’rûziyyeti içün de yüreği hiç dayanmadığından, saatlerce salya sümük ağlıyormuş! Üstelik, “Sarızevzek Trump’un ocağına ateşler sal” diye gece yarıları Yahve’sine yalvarıb beddua ediyormuş! Kadına, “Kâinât imamsalı, feminsel ve möhderemsel” sıcak şefkatinden olacak, Sarızevzek TRUMP’un yatak odasına da böcek koydurmuş! Melani çığlık atdıkça sızlanıyor, Sarızevzek Trump kafasına bardak yedikçe de kafayı buluyormuş! Bir kopyasını da bana gönderiyor, ben de ilerde sana göndereceğim!
Biz de, Sarızevzek Trump’un seçimi iyice yaklaşsın, o zaman patlatır, ona acıyıb yeniden seçsinler diye dünyâyı şok ve yok ederiz! KADEH’çi karılar Konsili Baş İblisliği, Sarızevzek Trump’u tutuyoruz diye kızgınlıkdan kırmızı görmüş İspanyol ineklerine dönecekler ammâ, dönsünler! Bizim yüksek ve “Soçisel ve Keçisel ve Koçisel” popolitika ve totolitikamıza onların periyodik çeneleri ayak uyduramaz! Onların gökkuşağı renklerine boyanmış beyin ifrâzât guddeleri de, ayın her günü, aynı hormonları aynı şartlar altında aynı sebeblerle aynı netâici doğuramaz ve determinize de olamaz! Ben biraz babaannemden kocamazkarı tıb dersleri de almışdım da hani, affına mağrûren o derslerin bir kısmını hatırladım!
Nasıl?
Çakkk!
Bunun içün o salak, tersden KALAS, pisikopolitik ve sexotropik bunalımlara ara sıra bir giriyor bir çıkıyormuş! Pense, Ense ve Kargaburun, Pompeo-Pompei evangelist sürüleri ile derin yılanlar da, herifin kı.ında gölge gibi onu takib ediyormuş, bizim gölgelerin istihbârâtı da iyi çalışıyor gerçi, anlatabildim mi?
Kolay da değil, Kreş çocuğu SALAK’ın, tersden KALAS’ın globalizması onu cendereye sokmuş! Yezus’a şükür, möhderem peder İvanoviç’e kutsama ve putsama, biz seninle “Hayyytt be ulan, var mı bize yan bakan, yamuk yapanın alırım paçasını!” diye omuzlarımızı dikleştirib, sağa sola da “Nasılsın ufaklık” diye yan göz atıb selâm lutfetdik mi, yeme de yanında yat!
Hadi sevgili dostum, bir daha çakkk!
Tamam!”
Ve Putin burada biraz soluklanır ve susar! Kolhoz çocuğu dost ve komşu SOÇİ Başkumandanı ve Katerinazâde Putin Ekselansları, kısık gözlerini ara sıra yere çakıb, “yere bakan yürek yakan olmamak” içün de arada bir, kaçamak gözlerle muhâtabını süzer, eler, gerer ve dinler! Ba’dehû yemeğe geçmek üzere kalkılır ve Putin yoldaşın son iltifatları ise şunlardır:
“Haydi sofraya Aziz DOSTUM! Sana neler hazırlatdım bilemezsin, imambayıldıdan papazyahnisine, Osmanlı hoşafına, bol midenüvazlı (maydanozlu) ve zencefilli bonfile paçaya kadar, hayâline gelmeyecek enfes mi enfes ne taamlar!”
Putin sağ kolunu şâküli tutub, sol kolunu sallayarak ve hızlı ve kısa adımlarla misâfirine mihmandarlık ederken, misâfiri de içinden neler geçirir neler! Ammâ SOÇİ’ye gelinmişdir ve “ne koparılırsa kârdır” der!
Bakalım kim kimin neresini koparacak?
*
Ve artık bu hayâlmatik, romantik, Soçitik ve politik hikâye faslından sonra, şu satırlarımızı da okuyacak Soçidaşlarım!
Soçi seyyahati de geçer, saat 22 de olur, 120 üzerine 150 saatler de zammedilerek binbir fırıldak da çevrilir; Meleklerin, “ONLAR KAN DÖKER EY RABBİMİZ!” dediği Âdemoğlu, dünyâ hayâtını da böyle sayısız lagaluga ve Şerbakan’ın “Gulugulu dansları” ile; ve Haçlı Batı kâtillerinin, dünyanın etini kemiğini, iliğini içdiğini çala çırpa doldurmalarından sonra; Eşrât-ı Sâat’ı müteâkıben Kıyâmet de kopdu mu, bütün bu işlerin hiçbiri, artık hiçbir insî şeytanın veya popolitikacı totocunun eline bırakılmaz! Oraya kadar herkes, her haltı yiyebilir; MUTLAK İRÂDE VE HÂKİMİYYET SÂHİBİNE, “CİHÂN DEVLETİNİN” RABBİNE, İSTEDİĞİ KADAR 7 DÜVEL, HATTA 177 DÜVE VE HÜVE SÜRÜSÜ TERÖR ESTİREBİLİR…
Kalın Soçicaklıkla!
(Mâbâ’di var)