Tâhîr MÂHİR
“Aziz Sıddîk ve hizmet-i îmâniye ve Kur’âniyye” ve dembokrasiyyede nurtopu ve nurcuotu gibi yetişmiş, evvelâ “Euzübillâhi mineşşeytânirracîmi ve’s-siyâseti” hasbîlik, sâfîlik ve âbîlikleri ile dershâneler şenlendiren, sonra da fırdönerek “en gür sadâyı” reyting ve oyting içün şeytânî ve müşrikî parti kuyruklarında âfâka neşreden; evvelâ arı-duru Risâle ezberlerken sonra Hociafendi kitabları ve Cevşen istismârı şenliklerine bulaşan; ve böylece bir ömür dirsek çürüten ve köstek yürüten; el’ân ise o Kardinâles Fettofinâles hezeyanlarına îmânını satarak kaçak-köçek dünyâ turlıyan; ve şimdi şerefsiz ve canhırâş koşuşturmalarla fitne üreten ve başı kesik tavuklar gibi her cihete savrularak “şizofrenik cihân imamlığı” çapında haltlar ve kartlar çeviren; nihâyet ABD uşaklığı ve karabaşlığında karar kılan, o sâbık kasaba Vâizi o Hociadaşın yoldaşı, dadaş, damataş, komadaş, darbedaş, haçlıdaş ve dönmedolapdaşlarım!
Allâh Teâlâ Azze ve Celle Hazretlerinin her şeyi yokdan yaratdığı ve Enbiyâ ile Kütüb-i Semâviyye de gönderdiği aslâ inkâr edilemez!
Fakat siz Râbiacı Dembokratlar, îmânın 6 şartı yerine bunları uydurunca, O’nun Ulûhiyyetine Kadîm Mekke Müşrikleri gibi inansanız da, Rubûbiyyetine “Lâyıklık ve dembokratlık ve Cumbokratlık” iktizâsı inanamıyorsunuz! Yoksa, Şerîat Kânunlarıyla HÜKÛMET etmek lâzım gelir ki, bazı gâvurcuklarımız gene Haçlı kışkırtmasıyla ve gene yollara dökülüb “Kahrolsun Şerîat” deyû gulgule, farfara ve gargara etmiye kıyâm eylerler öyle mi?
İşte tam da bu noktada, Kahhâr-ı Zül’celâl’in ğadabı ve intikâmı devreye giriyor!. Bu ihmâl edilib, buna gözler kulaklar ve kalbler tıkanınca da, felâketler sökün ediyor!
İşte o zaman “Beqâ Sorunu” tekrar nükseder, birkaç 15 Temmuz sendromu puştluğu daha yaşanır!
*
Global eşkıyâlar da karşınıza dikilir; ve, “Ya Allâh’ınız ve Şeriatı, ya biz!” derlerse darmadağın oluruz korkusu…
“Beqâ MES’ELEMİZ” iflâhımızı ensemizden, hem de testere ile keser korkusu…
“Biz, dünyâ çok iyi bilsin ki, Allâh’dan başka hiç kimseden, hatta bronz, pirinç, kalsiyum korbonat, tunç ve taş gibi katı heykellerden bile korkmayız” deyib, bunu da fiilen gösteremezseniz, bin çeşit korkuyla ölüb ölüb dirilmiye devam…
ABD’ye nasıl kafa tutuyor ve onu “Güvenlik Şeridi, Akdeniz petrolü, S-400, f-35 gibi akupunktur noktalarında nasıl iğneleyib şaka da olsa nasıl dize getiriyorsunuz?
Lâkin GLOBAL ve LOCASAL, İLLİMÜNÂTİK ve OPUS-DEİK üç-beş-on harfliler var ki, bunlar Kraliçenin Kayserili Abduş’u kuşatmasından daha tehlikeli adam ve madam kuşatması yapıyormuş! Yaparken de, Hind dilberlerinin alınlarındaki küçük kırmızı bir ben gibi, dönenin orasında bir kanalcık açıveriyorlarmış!.
Bu evhamların içine etmezseniz daha çok üstünüze geleceklerdir!
Manzara bu kadar ciddî olunca, bize hakk vermemenize milyonda bir bile ihtimâl kalıyor mu? Elinizi, ceketinizin üst iki düğmesi arasına sokarak veya vicdan ile cüzdan üzerine vurarak söyleyiniz, zerre kadar haksız yerimiz var mıdır?. Hem çok böyyükleriniz “4 Hakk Din var dedi” diye, gâvurlardan aferin mi aldınız? Böyyükleriniz, ne kadar “Müslümanız Elhamdülillâh” deseler de, halk artık onlara inanmaz hâle geldi, grafik başaşağı düşmeye başladı diyorlar!
“Yeller eser ol saltanatın yerinde!” nakarâtını mı duymak istiyorsunuz?
Ne kadar saçma!
Bu vefadâr ve havadâr halkımız bir kere bir parti-pırtıya din gibi îmân-ı cümhûriyye tapısıyla inandı mı, ne yaparsanız yapın, onu, o girdiği AK ve AK MI AK yoldan, hele altı kazık mı altı kaçık mı işte o netâmeli keçi yolunda keçi gibi dâsitânî ve tam şeytânî direnmekden çeviremezsiniz!. Bu da, bu eşsiz tahavvülât geçirerek bir başka cinsiyete inkilâp eden kahraman halkın, en kutsî ve en mozaiksel ve mozaleiksel heyâkiliyye ve antik kabristâniyyelik evsâf-ı tapıngası; ve akıl almayacak derecede “kutsal ve putsal” ve dembokratik hatta demografik gen haritasıdır!
Ne cümle değil mi, anla anlıyabilirsen! Tam EMARI görülmeden anlaşılamayacak cinsden!
*
Velediye başları Sarayda bir-iki gün evvel ictimâ’ edüb Raizlerinin etrafında nasıl kenetlendiler!. Zimamoğlunun oturağı nasıl çatırdayıb kırıldı ve Raiz “Ödeyeceksin” diye gürledi!. İnsan musâfirine böyle sert ve mert davranmasa da keçi gibi mülâyim olsa ne olur sanki?
Saraydaki bu hiç kimsenin hayâlinden bile geçmiyen, bir cihetiyle istidrac olan hârikül’âde “oturak çöker ve göçer” oluşu, masonik ve Penislavyavik Hocia cemâdât-ı eimmesi beyninde teşe’üme açılan bir kapı sayılır da Zimamoğlu “Şefaatdan” ihraç edilir ve yerine şu “Madam İp’li” şey, Cücevit gibi şefaat kucaklaması ile ablalar ablası derece ve rütbesine nâil olursa şaşırmıyalım!
Çok Vefâdâr ve Havadâr, Vatansever, Vatanatar, Vatansatar ve Vatansavar Bataryalı, Şövalye ruhlu ve Kavalye duruşlu ve vuruşlu Vatandaşlarım!
Bayram geçib gitse de bizim bayramiyelik mesajımız evrâdiyelik, evlâdiyelik hatta avrâdiyelik olacak kadar bitib tükeneceğe benzemiyor!
Teveccüh ve teheccüd duâlarınız da bizi “motive ve modüle ve ondüle” etmiyor değil hani!
Bin kere de söylesek az gelir ve bazılarının kulak kepçesinden geri döner ki, “14-15 asır evvelki hükümleri kalkıb bugün uygulayamazsınız, yok öyle şey!.”
Ve benim vatandaşlarım!
Biz devlet idâre ediyoruz, Sâbık Harbiye Reisi Başbuğ paşanın “Borusunu” omzumuza alıb, bazukaya “BORU” demiyoruz!
Yapmayın etmeyin!
Bir adım bile atarken, acaba bu işi kabuklu ABD nasıl yapıyor, orada nasıl; İngiliz’de, japon’da, Alaman’da, Moskof’da, Çin’de, Norveç’de ve bilmem nerde nasıl diye onlara elli kere dönüb dönüb bakıyoruz! Onları referans, reverans, rezidans, örnek, öncü, mihmandâr, kılavuz, kurtarıcı önder, şaşmaz mîzân ve mi’yâr alıyor; on kere yirmi kere Neo-Haçlı Batı’yı süzüyor, tarıyor, milimine kadar ta’kîb edeceğiz diye anamız ağlıyor!
Onlar insanlığın vâhid-i kıyâsîsi, cumhur kurbağacasıyla “Ölçü Birimidirler!”
Peygamber-i Zîşân Aleyhisselâm Hazretlerinin bütün beyşeriyyete “Vâhid-i Kıyâsî” oluşu, Hılâfet-i İslâmiyye’de söker ve şartdır; amma bugünki dinsel ve DİB’işsel Süslümanlığın biricik ölçü dilimi ve milimi, Anadolumuzu Kobra yılanı gibi yutmak istiyen İng-Yehûd-ABD triumvirasıdır!
Ammâ birileriniz buna “Dost ve müttefikimiz” der de başka bir şey demez, diyemez! Çünki işin içinde “Dağçelinizin Beqâ sorunu” var, yalvar yakarsız mümkini yok olmaz!
Artık “KIBLEMİZ Kudüs’dü, yok Kâbe’ydi, yok Ayasofya idi” gibi slogan devr-i sâbıkı çokdan mâzî oldu!
Şimdi Neo-Haçlı Batı, işini pozitivist kriterlerde damıtarak o kadar “hijyenik ve hidrojenik laboratuvar ve gusül, vusül, istincâ ve istibrâ” ortam ve zortamlarında miligramına kadar sentezliyerek ve tökezleterek yürütüyor ki, yakında helâl şarap ve hınzır üsaresi bile keşfedeceklerine kesin ve nesîm gözüyle bakılmakdaymış!
*
Paralamentonun 600 Tanrısına Tapınsal Kurtdaş ve Yurtdaşlarım!
Bu yeni bayram mesajı stilimize gösterdiğiniz fevkal’âde teveccühden ziyâde memnun ve “motive ve motorite ve modaratörite” olduğumuzdan bahsetmişdik! Mesajımızı masaj yağı hediyemizle bile sizlere takdime, birkaç yazı ile dahî devamı düşünüyor ve tekrar tekrar düşünüyoruz!
Ne de olsa bu, bizim kutsal vatanî “görev ve ödevimizdir!”
Çünki biz her şeye rağmen “Millî ve yerliyiz” ve birileri de Elhamdülillâh Müslüman değillerse de, “Hamsi tava süper” cinsi gibi ileri derecede Müslümanın Süslümanıdırlar!
Yani Süslümandırlar bazan da Süsermandırlar!
“Culte de femme” frenk diline muhâtab sözleşmeci, KADEH’çi, LBGT’ci, Mort Çatallı ve Mekteblere “Cinsiyet Eşitliği” pohunu bulayan Zillî Eğitim başındaki zıyâlı, aydın, suratı nâr-ı cahimde tütsülenmiş Bakandaş ve Batandaşlarım!
Nasibse, mesajımızın devamı Elmalılı Merhûmun “Culte de Femme” mevzuu ile yani “Kancıklara TAPINMA” ve heryerde KADIN kullanma ile alâkalı olacak!
Bu Tefsir lâyık, dembokrasi ve cumbokrasi ve feminizm, KADEH’izim, Sözleşme, LGBT, 6284 Mort Çatı ve Hırsız Martı düşmanı!. Bunları okumayınız, demokrasi mürtedi olur, dembokrasiden çıkar, hâin ve vatansız yaşarsınız!
Efgânî-Abduh-Reşid Rıza çizgisinde telfikçi, reformist, mezhebçi olmıyan Büyük fıkıhçı ve fıkracı, köşeci ve döşemeci, diyalog ve teolog, eddoktör Haltettin Paramanlis gibi cumhuriyet çocuklarının ictihadları (yani teşehhîleri) dururken, bu kabil tefsirler sizi “Dinci, dilenci, dikenci, difteri, dizanteri ve keten kenevirci yapar, mutlaka bunlardan uzak durun!
Bu tefsir cumhuriyet, lâyıklık, dembokrasi, liberallik, beşercilik, tâğûtçuluk, kavukçuluk, nemrutluk ve firanvcılık düşmanıdır; ve azılı terör “içerdiği ve yederdiği” içün de depolarda ve ambarlarda ve zındanlarda bir zamanlar yani Şefokrasi çukuristanlığı zamanında, yasak yayın olarak hapsedilmişdi! Onu o mahzen ve zindanlardan çıkarıb, üniversite gençliğine meccanen ulaşdıran Ahmed Hamdi Aksek’inin neresinden başlıyacağımı bilemiyorum!
Qurbanlık Cumhurî ittifakdaş, Milletsel İlletdaş, Ulurdaş Kurtdaş ve dahî vatanik Yurtdaşlarım!
Ankaramız’da, adına câmi yapılan Akseki’nin bu câmiden adının kaldırılması içün imzâ kampanyası başlatmak, cumbokrasi neslinin en büyük bayramı olmalıdır!
Gene ağzımı bozacak gibi oluyorsam da, bu sefer ne edib edib kelâm-ı kudsîme sâhib çıkacağım!
*
“Beqâ sorunlu ve no-torunlu” ve Dağçeli aşkı ile Kükreyen ve ululayan Kurtdaşlarım!
ABD ve Moskof masa altından el sıkışarak Sûriye gibi kadîm İslâm toprağını paylaşma devresine girdiler!
Ankara ise, Davul dümbelekoğlu, Hacı Abduş ve Anacan gibi yepyeni ve mostralık parti-pırtı kurucularını, dembokrasinin kutsal ve putsal irsiyet âmilleri (genetik formasyon ve rotasyonu) iktizâsı, mahabbet ve hörmetle bağrına basmaya hazırlanıyor!
Adı geçen pırtı meczubları, AKP diye kurdukları parti-pırtının şimdi, altını ve mak’adını köstebek gibi tırnaklayıb oyarak, onu kıçüstü oturtmanın zevkli ve zevzekli “atılım ve yatırımları” peşine düşmüşler!
Olsun!
Numan, Soylu, Şener ve birileri de bu zevzekliğin peşine düşmüşlerdi! Sonunda, Çerkez inadlı Şener hâric hepsi de makam kokusu alır almaz pırtılarını atıb pırıltıların peşine düşüverdiler!
Bakarsınız bunlarda da aynı ateş böceği oluşu seyrederiz! Hazıret-i Raiz öyle kendisinden üstün olacak adam ve madamı pırtıda tutmaz, bir şekilde ayaklarını yerden kesiverir!. Daha da ileri giden olursa, ayaklarına biri iki leblebi fırlatmak da usûldendir!
Yoksa “tek adamlık müessese-i kadîmesi veya atasal mîras” eritilivermiş, emânete hıyânet edilivermiş olur! Bu da, millî ve ebedî Şefokrasi kültürü ile kâbil-i te’lif edilemez!
Hulâsa dembokraside, İslâm’daki gibi “Adâlet, emânât-ı ehlihâ ve istişâre işlemez. İslâm’da bu üçü, hepsi gibi, vaz’-ı ilâhî olan edille-i erbaaya istinâd eder ve bu üçünün müfettiş ve ta’kibçisi de, başda Allâh Azze ve Celle ile Kirâmen Kâtibîn melekleridir. Îmân-ı Şer’î’nin verdiği kat’î ve şaşmaz mes’ûliyyet şuuru, hiçbir beşerî sistemde bulunamaz, bu muhâldir…
Paralamentodaki 600 beşerî tanrının bu üç ana temeli İslâmiyyet’in verdiği mes’ûliyyet şuuru ile yürütme ihtimâli sonsuzda birdir!
Böyle olunca da, “ne yaparsan yap yanına kâr kalır” düşüncesi, kat’îyyen hâkim inançdır. Bunun üzerine Dağçelinin “Beqâ sorunu” değil, Raizçelinin “Güvenli Bölgesini”, BM’lerin “Ara bulucu, dara koşucu” plan ve pilavlarını da tepe tepe yığsan, sâdece hava alırsın!
Anınçün zâten dünyâ her geçen gün Yahudi saçına dönmekde, kazık atan atana bir eşkıyalık başını almış gidiyor!
*
Muhbir-i Sâdık Aleyhisselâm’ın kat’iyyen haber verdiği ve ayak sesleri duyulmaya başlayan “Melhame-i Kübrâ=Armagedon” cehennemî harbinin, necîb erleri olacak sekülerleşmiş Uykudaşlarım!
Ankara da, ağlamaklı seslerle:
“F-35’lerin parasını verdik, gâvur malımızı vermiyor; 50.000 tır silâh yığarken müttefik geçinen kefere, bir yandan da YPG’lilere harb ta’limi yaptırıyor!”
Diyerek, çâresizlik içinde tırnaklarını kemirib duruyor!
Yaptırır yavrum yaptırır!
Çünki gâvur, o kadar silâhı oraya boşuna mı yığıyor, bunu hangi gerzek kabul eder? Evangelist hıristiyanlar yahudiyi “kutsamış ve putsamışken”, elbetde orada her yaptıracağına âmâde bir PKK devleti peydahlıyacakdır!
Bu etek öpen devletdışı devletçikle de, hem İsrâil’in “Arz-ı mev’ûd ütopisini” garantiye alacak; ve hem de dediğimiz gibi, “Ortadoğu” adını takan İngilizin plânlarına göre (Üs ve it devlet) kuracaktır! Sonrada oradan, “Kürt devleti” adını vereceği uydurma uyduyu tarassut kulesi olarak kullanıb, seni beni 7/24, kendi “Güvenlik Bölgesi” zevki ve zevzekliği ile dikizliyecekdir!
Yavrumun müttefikleri ve müttefikliği!
Sen hâlâ “Beni oyalıyorlar” diye ağlayıb sızlan!. Sen oy sandıkları ile halkı oylatmaya, oynatmaya ve oyalamaya 150-200, hele 100 yıla yakın devam edersen, seni de oylayıb oynatacak ve oyalıyacak olanlar elbetde çıkacak!
Bu işler va’d-i ilâhî ile ortada olan hakîkatlardır! Cezâlar amellerin cinsindendir yavrularım!
Mühürlenmiş Yavrudaşlarım!
Allâh’ın dîni beğenilmez, hatta yasaklanır; yetmez, her gün aşağılanıb tahkîr edilirse, her başa geçen Raiz veya Vâiz veya Hâris’in din anlayışına göre İslâmiyet çocuk oyuncağı gibi oynanarak revize, deformize, reformize ve güncellenize, değiştirilize, uygulanamazilize edilirse, buna, Kâdir-i Mutlak Azze ve Celle tarafından çok ağır bir faturasının kesileceği mutlakdır!
“Beqa sorunu” diye cıyak cıyak ötüb, “Parti-pırtı kapatmayacağız” diye de aşağılık duygularına iteklenir; ve Paralamentonuzda 600 tanrının 67’sini dağ katillerinin adam ve madamlarına ayırır, bir yandan da “Dağ katillerinin paralamentodaki uzantıları” diye tribünlere acındırma numaraları çekerseniz; ve onları da gariban halkın paralarıyla diğer tanrılarla müsâvî aylıklara, imkânlara, şımartmalara boğarsanız, bu çukura düşüb çırpınmalar kaçınılmaz netîce olacaktır!
*
Adam ve madam ekselansdaşlarım!
Dağçeli gibi “Devlet Benim” diyene 17, Dağçeli takımına “Haydut” çiftesi sallayan Madam’a 23 fark atan ve 3. Pırtı olan bu “Dağ eşkıyâsı uzantılarını” siz içerden, O dağ eşkıyâlarını da o çok putsadığınız “Müttefikiniz Yahudi haçlı gavurları” dışardan beslerken, bu “PKK terörünün biteceğini” söylemek, bu halkı narkozlamak, zombi yerine koymakdır, iğrenç bir ayıpdır!
Fettoşistleri, kendi güdümlerine alarak kimin palazladığını bütün Kâinât biliyor. Anası Yahudi babası ermeni olan Fetto’nun 1963’den itibaren Graham Fuller’in güdümüne girdiği ve 1975’de mason yapıldığı “İstihbârât raporlarında” yazdığı halde, bu herife Müslüman allâmesi kisvesi geçirerek kürsülere çıkaran, salya sümük ağlatıb bunları ve Kelâm-ı Kadîm’i “vecd halleri numaralarıyla” yerlere savurtduran, Kelime-i Tevhid’den ayrılması kat’iyyen muhâl olan ve ayrıldığı an ayıranın mutlak KÂFİR olacağı “Muhammedürrasûlullah” mübârek kelimesini çatır çatır söktüren; ve Allâh’ın Sevgilisi Aleyhisselâm’ın teaddüd-i Zevcâtını “Bunlar onun sırtında KAMBUR gibi bir şeydi” diyerek kitablar yazdıran v.s.lerle İslâm’ı TAHRÎF etdiren; ve “Ne istediniz de vermedik” diyerek karga besler gibi besleyen, hangi iktidâr ve hangi parti-pırtı başları idi?
İslâm Dîni ile çocuk oyuncağı gibi oynanırken, bunlar yetmiyormuş gibi “Medeniyetler ittifâkı” adı altında Zapetero v.s. gibi gavurlarla Fettoş’un “Din oyunları şenliği festivallerine” muvâzî oyunları şimdi bile el altından yürütenler kimlerdir, hangi iktidârın DİB’işleridir?
Osmanlı torun-torbası palavraları sıkmak iş değil, Osmanlıyı samîmi olarak sevmek ve “aslımızı aslâ İNKÂR etmemek ve onun “Besle kargayı oysun gözünü” diyen inanılmaz derecede hikmetli sözüne ittiba’ edebilmek işdir…
Gene Yahudi-haçlı gâvurları önünde bugün yaşanan çaresiz teslimiyetle Sûriye’de patlatılacak “Melhame-i Kübra=Armagedon” cehennemî harbine sürüklenmeyi, aczin bâlâsında seyretmek değil, Osmanlının “Ayıdan post gâvurdan dost olmaz” buyuran hikmetine sâmîmi olarak boyun eğebilmek esasdır!
Gâvur, Anadolu çocuklarını 40 yıldır kıran Dağ Eşkıyâsına dünyanın gözü önünde size nanik yapa yapa 50.000 tır silâh taşıyacak, siz ise onun, daha 10 tırı girerken en az 5’ini havaya uçuramayacaksın!
Sonra da “Göbeği kendin kesme ameliyeleri!”
Şeyh Şâmil (Rahmetullâhi Aleyh) Hazretlerinin şecaat, dirâyet, salâbet, cesâret ve hedefinin nefesini kesici savletinden yüzde biri sizde olmazsa, sonunda mücrim karılar gibi ağlıyacak olanları şimdiden görebilmeliyiz!
Gâvur blöf yapanla yapmıyanı, palavra sıkanla sıkmayanı, iş yapacakla yapamıyacağı anlamayacak kadar gerzek öyle mi?
“Bir gece ansızın kimin girib giremiyeceğini” bilmeden mi 50.000 tır silâhı oraya nanik yapa yapa sokuyor?
Sizin bunlara bile aklınız ermezken, dembokrasi meczub ve mecnunluğu ile bu akıl almazları halka yaşatırsanız, encâmınız daha bin beter olmayacak mıdır?
Göz görmez, kulak duymaz, kalb hissetmez, bu ne be?
*
Gâvurdan idhâl sistemlerle bugünki batış noktasına gelen hükümdaşlarım!
Sisteminizin nasıl çukurlaştırıcı bir şeytanlık olduğunu 100 seneye yakın hâlâ göremez de, Allâh Azze ve celle’yi beğenmeme lüksüyle havalara çıkarsanız, O Kâdir-i Mutlak’dan hangi yüzle münâfıklık saklıyacağınızı düşünüyorsunuz?
Kıyâmet kopacak oğlum!
Elin gâvuru binlerce km ötelerden 50.000 tır silâh yığıyor. İkmâl bitinceye kadar da sizin gözünüzü külleyib “Beraber Güvenlik Devriyeleri” bilmem neleriyle size ninni söyleyib kı.ınızı pışpışlıyor!
Kıyâmet yaklaşıyor adam ve madamlar!
Dünyânın kadîm zamanlardan beri MERKEZİ olan mekâna Yahudi-haçlı ittifâkı çöreklenmek içün dünyâyı ATEŞE verecektir!
Ve-re-cek-dirrr!
Gâvurlar uydurma Tevrat’daki “Arz-ı Mevûd’a” inanmışlar, “Nil’den Fırat’a kadar benim malım” diye tepiniyorlar!
Îmân edin kurtulun!
Başka türlü önünüz tıkalı!
Dünya gâvurları ittifakla tepenize çökecek!
En büyük kâtiliniz de TAPTIĞINIZ SİSTEMİNİZ olacak!
“Küfr-i inâdîden” sâniye geçirmeden ya vaz’geçib Allâh Azze’ye istinâd edeceksiniz; veya 200 senedir TAPDIĞINIZ Haçlı Batı-Yahudi global çeteleri sizi yiyecek, yutacak ve yok edeçekdir!
Demedi deme Gâzî Sultân ve ey 1000 yıllık Anadolu sâhibleri ve böyle giderse Anadolumuza hasret bırakılacak daha doğmamış nesl-i âtî!
Kalın Salıncakla!
(Mâba’di var)
İntişârı: 14.09.2019 /16:05:07