Dünyanın herhangi bir yerinde tesettürlü bir hanım görüldüğü zaman, akla ilk gelen o hanımın Müslüman olduğudur. Çünkü dünyada sadece Müslüman hanımlar kapanıyorlar. Onun içindir ki tesettür Müslüman kadının adeta kimliğidir.
O bakımdan, tesettürlü Müslüman bir hanım, giyimiyle aynı zamanda Müslümanlığı temsil ettiğini hiçbir zaman unutmamalıdır.
Tesettürlü bir hanım, üzerindeki tesettüre ve taşıdığı İslam kimliğine yakışmayan bir tavır ve harekette bulunduğu zaman, sadece kendisinin değil Müslümanlığın da aleyhinde konuşulmasına sebep olacağını bilmelidir.
Memleketimizdeki Müslüman hanımlar, tesettür emrini değişik şekillerde yerine getiriyorlar. Bir kısmı çarşaf giyerek bir kısmı manto ve pardesü giyerek, bir kısmı da doğruda ve Trakya’da olduğu gibi mahallî kıyafetleriyle tesettürleniyorlar.
Memleketimizdeki mahallî kıyafetlerin hemen hepsi bol kıyafetler olup tesettüre uygundur. Çarşaflar da öyle. Onlar da bol olup siyah veya kahverengi renklerden başka renk pek kullanılmadığı için onlarla da tesettür gayet güzel yerine getirilmektedir.
Mahallî kıyafetlerde olsun, çarşaf giymekte olsun, dikkat edilecek diğer bir husus ayakkabılardır. Giyilen ayakkabının, yürünürken tak-tak diye ses çıkarmayan cinsten olmasına dikkat edilmelidir.
Gelelim manto ve pardesü ile ve başörtüsü kullanarak tesettür emrini yerine getirmeye.
Evet tesettür kapanmaktır, ama tesettürü vücudun sadece kapatılmasından ibaret olarak düşünmemelidir. Tesettür vücudu elbiseyle örtmek ise de aynı zamanda başörtüsünün büyüklük ve küçüklüğüne, rengine, ayakkabıya, elbisenin rengine, bolluk ve darlığına da dikkat etmektir.
Ne demek istiyoruz?
Demek istiyoruz ki, tesettür kapanmak demektir, ama sadece kapanmaktan öte bu kapalılık yabancı erkeklerin dikkatlerini çekmeyecek şekilde olmalıdır. Bunun için de giyilen dış elbise vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bol ve uzun olmalıdır. Parlak ve göz alıcı renkte olmamalıdır.
Ayakkabılar, uzun topuklu ve yürürken ses çıkaran cinsten olmamalıdır.
Tesettürde bunlara dikkat edilmesi icap ettiği halde, son senelerde tesettürlü hanımlarda tesettüre hiç mi hiç yakışmayan bazı haller görülmesi biz erkekler için üzücü, bu hallerin kendisinde görüldüğü hanımlar için ise ayıp ve günahtır.
Meselâ tesettür ile boya sürünmek birbirine ne kadar uymaktadır?
Meselâ tesettür ile sigara birbirine ne kadar uymaktadır?
Oysa dışarılarda, bilhassa parklardaki pankolarda oturan tam tesettürlü bazı hanımlar, o tesettür içinde bir sigara yakıp hiç çekinmeden içmektedirler. Hele bir de ayak ayak üstüne atmaları yok mu o da ayıp üzerine ayıp olmaktadır. Esasen ayıptan da ötedir.
Oysa yukarıda da dikkat çektiğimiz gibi, tesettürlü bir hanım sıradan bir hanım değildir. O, “Müslüman hanım”ı ve dolayısıyla Müslümanlığı temsil etmektedir.
Zaten tesettür, dış görünüş itibariyle vücudu kapatmak demekse de aynı zamanda bu tesettürü kalbin de rahatlıkla kabul etmesi demektir. Yani kalbin de tesettürlü olmasıdır. Bunun için de tesettür sırf Allah’ın rızası için yerine getirilmelidir.
Vücut tesettüre uygun bir elbise içindeyken, ayak ayak üstüne atıp sigara tüttürmek Allah rızasına ne kadar yakışmaktadır?
(Sitemizdeki ilk intişâr târihi: 08.12.2014)