Erdoğan’ın Coca Cola fabrikasını açması ile ortaya çıkan tepki seli hakkında ne düşünmek gerek?
Bu tepki ile Erdoğan’ın siyasî bir mevta olmaya doğru gidişi sanki paralellik arz ediyor. İslâmî mücadelenin motivasyonunu istismar ederek iktidara gelenler, bu motivasyonu kuru klişeler ile kendi adına mesnetsiz bir CHP düşmanlığı ile sürdürebileceğini zannetmiş olmasına rağmen artık görüyoruz ki bu böyle gitmeyecek. Zaten referandumda gençliğin yüzde yetmişinin hayır oyu vermiş olması da bunun apaçık göstergesi. Gençliği motive edemeyen bir siyasî hareketin sonu baştan belli…
Coca Cola fabrikasının açılışı ile ortaya çıkan tepkiler kimilerine şaşırtıcı ve ürkütücü gelmiş olabilir ama durum bu. Yani, Erdoğan’a bunca teveccüh var gözükürken, tepkilerin bu kadar yüksek olmasının sebebi ne?
Bu sebebi yine gençlikte aramak lâzım gelecek. Zira gençlik, AKP’nin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu ve iktidara kimler tarafından getirildiğini bilmiyor. Onlar, AKP’yi kendilerine anlatılanlardan ve oluşturulmaya çalışılan imajlar üzerinden tanıyıp anlamaya çalıştılar. Şimdilerde ise AKP’nin gerçek yüzü ile tanışmaya, o yüzü bizzat kendileri görüp şahit olmaya başladıkça, büyük bir kandırılma hissiyatı, hayal kırıklığı yaşıyorlar ve bu hayal kırıklığı, ümitlerinin istismar edilmiş olduğunu fark etmek, kandırıldıklarını idrak etmenin verdiği öfkeye dönüşmeye başlıyor. Gençlik, kendilerine anlatılan yalan ve palavralar yerine gerçekle yüzleştikçe tepkiler de gittikçe artıyor.
Bu tepkiler bundan sonra daha da artarak devam edecektir. Zira Türkiye siyasetini belirleyen sadece iç faktörler değil asıl itibariyle dış dengelerdir. Her sahada gittikçe köşeye sıkışan ve siyaset üretemeyen Beştepe’ye karşılık, dış dünya da kendi içinde ve kendi arasında büyük bir kaos ve kargaşa iklimi içerisinde ki, onlar bu kaos ve kargaşayı, kendi yüklerini bizim gibi yanaşmaları olan ülkeler üzerine yıkarak aşmaya çalışacak ve yükü yıkma teşebbüsleri karşısında Beştepe daha da sıkışacak, daha da açık vermek zorunda kalacaktır. Daha AKP iktidara geldiği ilk zamanlarda onun hakkında vermiş olduğumuz hükmü bir kez daha yineleyelim: AKP, emperyalizmle Müslüman Anadolu ahalisi arasında bir tampondur ve son hesaplaşmanın öncesinde, bu hesaplaşmaya kapı aralana kadarki süreç içerisinde, emperyalizmin taleplerini Müslüman Anadolu ahalisine kabul ettirmek için çabalamaya devam edecek ve bu çabanın neticesi olarak da, çatışan menfaatlerin arasında, Anadolu’nun emperyalizme karşı tepkisini absorbe etme vazifesini icra etmeye çalışırken arada ezilmesi mukadder bir yapı ki, emperyalizm son tahlilde AKP ile işi bittiğinde onun üzerine sifonu çekecektir.
Coca Cola, emperyalizmanın sembollerinden biri… Erdoğan’ın Coca Cola fabrikasını açması ise, Beştepe’nin emperyalizma ile arasındaki sahte kavganın üstündeki perdenin açılıp gerçeklerin görünmesini sağlaması bakımından gayet mühim.
Bazıları şunu anlayamıyor, yani, bu adamlar şu kadar yalan söylüyor, hırsızlık yapıyor ve buna tepki verilmiyorken, bir fabrika açılışına verilen bu tepki niye?
Çünkü bütün o yapılanlar, asıl olarak emperyalizme kafa tutabilmek için, düşmana karşı düşmanın silahlarını kullanmak olarak lanse ediliyordu. Şimdi ise, bizzat düşmanın kendisine karşı işbirlikçilik apaçık ortaya döküldü. Yani, Erdoğan’a oy veren insanlar, samimi hislerle onda bir anti-emperyalist lider gördüklerini vehmetmişler, vehmetmeleri için ak troller ellerinden geleni yapmışlardı.
Yukarıda ifade ettiğim gibi, tepki verenlerin ekseriyeti genç insanlar ve bu insanlar AKP’nin geçmişini pek bilmedikleri gibi geçmişteki işbirlikçi hamlelerini de kendilerine taktik olarak sunanlara inandılar haliyle.
Yarınlarda bu tepkiler daha da artacak…
Emperyalizm, kendi kaosunu, yükü bizim gibi ülkelerin üzerine yıkarak aşmaya çalıştıkça Beştepe ve şürekâsı hem emperyalizme daha çok taviz vermek hem de buna rağmen daha çok mızmızlanmak, emperyalist güç merkezleriyle ile daha çok sürtüşmek zorunda kalacaktır.
Bu hükümet başından beri onu destekleyen güçler açısından bir misyon ifa ederken, bizim açımızdan da “yıkıcı” karakteriyle farklı bir misyon icra etti. Peki Beştepe’nin misyonu bitti mi? Erdoğan’ı iktidara getiren şartlar, bu defa götüren şartlara dönüşmeye başladı mı? Emperyalizmin “yönetememe krizi” ile, bölgeyi yönetmeye dair bir enstürman olarak iktidara gelmişti ve artık yeni bir yönetememe krizinin bir parçası olmaya başladığından uluslar arası güç odakları açısından bu sefer gitmesi mi gerekecek?
Mesele şu, bu süreçte biz, “Başyücelik ideali” için, “iç oluş” gündemimiz içinde ne yapacağız?
Mücadeleye ve haliyle örgütlenmeye dair temel meselelerin ne kadar şuurundayız ve bu meselelere bağlı temel sorunların çözümünün neresindeyiz?
Olanla, “olması gereken” arasındaki çelişkinin “dengeye” doğru evrilmesi için, “bunalımı” azaltacak çaba ve gayretin olması gerektiği açık. “Hür bir çaba” ile bu çelişkiyi aşabilmek de, ele alınan meselelerde “yetkin” olmayı gerektirmekte. Bu husus da bizim neyi hedefleyerek hareket etmemiz gerektiğini açıkladığı gibi, meşguliyetlerimizin muhtevasını da göstermektedir.
Orjinal Makale: http://www.adimlardergisi.com/cola-sisesinden-cin-cikti/
Kaynak: http://adimlardergisi.de/cola-sisesinden-cin-cikti-a-baki-aytemiz/