Her şeyden şüphe ediyorduk; her şeyden…
Gördüğümüz eşyadan, duyduğumuz sesten, aldığımız kokudan, tuttuğumuz maddeden, her şeyden… Hattâ şüphe eden akıldan!.. O kadar şüphe ettik ki, nihayet şüphesizi bulduk… Ey şüphe eden ahmak, şüpheyi bilseydin imanı anlardın!..
*
Eğer şüphe çölünü aşacak kadar kuvvetli olduğunuza inansaydım, size, Allah’ı bulmanız için şüphe edin derdim.
*
Allah, varlığını, ispat yolunda hiçbir delil gayretine düşülmediği vakit büsbütün belirir.
*
Şüphenin de Hâlikından şüphe etmek, delilin de Hâlikını delile bağlamaya kalkışmak?… Olur iş mi?..
[ Îmân ve İslâm Atlası, sh:293, tab’ı:1981 ]